Yol(da)lar…Neydi bu? Anlam veremedim… Galiba sevdim. Ce’ye… 1. Ağır ağır-dı. Hızlandı otobüs. Dağlar, taşlar güzel-di. Geç-ti. Hepsi geç-mişte kaldı. —Gelecek, dedi. Gel-ecekte geç-ti. 2. Kıvrılan yolların, sona doğru, boynunda narin inci gibi dizili kolye idi işaret direkleri… Onlarsız var(a)mazdı sona. Var-dı. 3. Işıklar gördüm. Hiç sönmeyen ışıklar. Sönmediler, ama kayboldular. 4. Bazen yavaşladı. Bir taraf yüksek dağlar. Aşağısı derya-deniz… Yolda bir kedi ölüsü… Kenarda bir kaplumbağa, şaşkın ve ağlamaklı. Geç kalmış, besbelli. 5. Ağaçları göremedim. Heybetli ağaçlar olsa gerek. Hepsi geceyle bütünleşik, yalan gibi rengârenk. 6. Her camında ayrı bir savaş vardı otobüsün. Cama bakan insanların yansımasıyla… 7. Sert bir şarkıydı. Bana eşlik etti tüm zamanda (yolda) aşk. Sert bir şarkıydı Bana eşlik etti tüm zamanda (yolda) nefret. 8. Anımsıyorum. İki uçurtma vardı denizin üstünde. Biri siyah, diğeri beyaz. Yollar uyandırdı beni. Yollar kurtardı kaybolmaktan rüyamda. 9. Sona varmak değildi sorun. Başlangıcı unutmaktı. Vardığımda sona başlangıç beni karşıladı. 10. Bir artı bir eşittir sıfır. Yol artı yol eşittir umut. Sıfır eşittir umut. |
güzeldi