Pencereden Düşen Hayalet...Şiirin hikayesini görmek için tıklayın Merdivenlerden çıkarken, orada olmayan bir adamla karşılaştım.Bugün de orada değildi.Keşke dedim... keşke gitse...(identity)
Gıcırdamasına alıştığı tahtaların bıkkın dokunulmazlığıyla sürüne sürene bir koridordan geçiyordu
tek isteği malum bir labirentin içinde ki fareyle aynı kaderi paylaşmamakla aynıydı tebdili kıyafeti ve mazereti tek tuhaflık ulaşacağı ne bir peynir ne bir çıkış kapısı yalnızlığına eşitti. (kuramsal çelişki...) eşittir onun hafızasına denk bir simyadan çalıntı bir huzur gibi gelmiyordu bu yüzden hep düşünüp durdu fare kendisinden ne kadar da mutluydu...yoksa fare fareliğinden mi mutluydu.sorularından mı mesela. kestirip attı...harbiden labirentmiş. fareyle dostluk...dedi...kendini nerdeyse affedecekti.olmadı. uyuya kalamadı tabi dolaştı iş kıyafetlerini hiç ıslatamadan yıkadı gibi yaptı evin beyefendisinin smokinine yeltenen bir umutsuzlukla astı sandı kendini unuttu elleri yoktu mandallarca gülündü zayıf bir rivayet gibi dolanıyordu koca bir evi kendinin sanmanın ne olduğu merakıyla uysal ayak sesinin olmayışıyla beyaz çarşafının içinden yorumluyordu... sanki düş kurabilirmiş gibi... tanrı her adımına gülüyordu.Ona kalırsa. ... SALON... Eskilerin övdüğü eski bir salon adamıydı en sevdiği yerde hatırlardı kendini kalabalık dedi unuturum kendimi... girmedi. ÜST KAT... şu yalnızlık sadece yeni biri sanıyor kendini herkez girince odasına evin şımarık çocuğu yani kilitliyse kapım ve gizemliyse saklı. sanki ordaymışım gibi intikam peşinde eski günahkârlığım dedi çıktı... TARAÇA... tanrıça gibi hep uzak dedim ki iyi biriysen bir manzara hep seni görür düşmek itilmek gerektirir yer çekimi ne çok seviyor canım yanınca beni ne kadar uzaksam ondan o kadar cezbediyor kan seni ağzımız tatlansın bir parça çalıyor dudağıma korkudan uykusuzluğumdan uyanamıyorum bu yüzden yükseklik korkum varmış gibi yapıp uzaktan kanıyorum manzarasızlığıma çaktırmıyorum. MUTFAK ... yalpalarım bir kadına nedense hep orada aşık olmak isterdim. ÇOCUK ODASI... beni düşürmüştü ağzı etil alkol kokan lokal büyücüler torbasından oyuncaklar tanrıya inancımın tek meçhul peygamberi uzaktan ağladım. unuttum.gözyaşım yoktu. misketlerimi serbest bırakırım dedim bende teker teker. TUVALET... tuale etmek istiyen yüzlerce üç harfliyle aynı yerde karabasan yüzlerce ressam var aynı tualin ayrı manzarasında abdestin riyakar bozgunculuğunda son af dilenme çaresizliğiyle boğuluyor kimi kimi parıldıyaran yüzüyle sürünüyor elişi havluların avlusuna kocaman bir çarşının ahmakça ortasında ki ben ilk defa seviniyorum böylesine sıkışmadığıma. KORİDOR... uzun. ağzı açık bir karanlığın varılamaz sandığım iki ucunun ortasında kalmak. hangi aleme geçiş ,hangi nebülaza varış bu karınca nereye gider bu gizli bir alışveriş rüzgarla pencenin arasında ki sır nereye çıkar bu labirentin voltası gelip gitmelerim iyi etmiyor beni çıkmalıyım senden dar tabut. YATAK ODASI... uzaktan bir kadının ağladığını duydu yemyeşil bahar sonrası koktu herşey çabucak mavilendi deniz gel dedi. izinliydim artık çağrılmıştı girdi hayalletim neden çağırdın ki beni dedim dedi senin gibi kimse beni uzaktan böylesine sevmezdi ki.. irkildim duvarlar onun teniydi suskunluğunu saklamıyordu gece kapı ardında ki görünmezliktim ve bir yanlış anlaşılmasıydım yalnızlığın fare kapıyı araladı dedi gelmiyormusun bu bize göre değil melek aklımı araladı gitmiyormusun. fare melek kadın aklım koridor ev... düştü. düşerken ...yaşarken hiç Leyla görmemiştim dedi kendine ...düşdüğünde Leyla dedi ki Haylaz çocuk hadi eve... ... polis bir adam cesedi buldu fırlatılmış gibi göyüzünden asvaltta. uzmanlar makdulün üstünde neden beyaz çarşaf olduğu konusunda açıklama yapmadı... |
O an bulunulan mekânın bilinçaltına yaptığı tesir ve etkinin bedenden ruha; maddeden maneviyata yolculuğunun kurgulandığı bunu yaparkende çok derin psikolojik açılım ve felsefi yaklaşımların nesneler üzerinden tüme varışlarını okudum.Okumadım hayır sanki yaşadım.Bir erkek gözüyle yaşadım resmen.Özelinde Bir kadına aşkın imkânsızlığını yaşamayı meselâ yada ...Ben çarpıldım değerli dostum bu eserinde.İnan bambaşkaydı.
Kurgunun içine yerleştirdiğin karakterin psikolojik durumu ve çevre,nesne detayları arasındaki koordine öylesine başarılıydı ki inan bunu tarife kelimelerim yetersiz kalır.
Eserin içinde gördüklerim kısaca,
1-İnsan
2-Mekanın insan üzerindeki psikolojik etkisi
3-Bedenden ruha yapılan açılım
4-Nesneler ve görsellik
5-Bilinçaltı
6-Muhteşem bir kurgu
7-Heyecan
8-Merak
9-Somutun ve soyutun harikulade birleşimi üstelik gerçekliğe yansıtılmış haliyle.
10-Eserin ilk giriş bölümü fare -insan karşılaştırılması yalnızlıkla çaresizliğin bir farenin bile mutluluğundan daha az mutluluğa sebebiyet verişi.
11-Empati
12-Üst dilin muazzam kullanılması
13-Görsellikten çok fazla yararlanılmış olması bunun duyguyla harmanlanması.
Ne diyebilirim ki sevgili dost her yönüyle çarpıcı, muhteşem ötesi bir güzellik sunmuşsun.Bu senin sadece edebi alanda değil
onu besleyen diğer bilim dallarında da sosyoloji, psikoloji, felsefe vb. ne kadar yetkin olduğunun bir göstergesi...
İşte bu diyorum sadece duygu değil şiir, sadece fikir değil.İkisini harmanlayabilmek.Beyinde şimşekler çaktırabilmek.
Bunu öyle güzel başardınız ki bende anlatamam.Teşekkür ederim.Çok teşekkür ederim.
Yetkin kalemi ve değerli gönül emeğini tüm içtenliğimle kutlarım.Selam ve en derin hürmetlerimle.