Dünyayı ufalarım gözlerindeki martılara.
Çığlık çığlığa akarken çocuk bakışların
Düşerim eline bir şehrin aşka teslim olduğu saatte
Meydanlarım çırılçıplak / sokaklarım emrinde
Çiğnerim yasaklarını vur beni!
Vur beni uzasın ömrü narçiçeklerinin…

Aysız geceler kalır kapattığın kapılar ardında,
Tutuklu çöller…
Savrulur mendilinde uzak batılı bir haydudun.
Üzümün karasında toplanan bir parıltı
Şarabın tortusuna karışır dök beni!
Dök beni gelincik tarlası olayım ayaklarına…

Teninin sıcaklığını koy sesinin ürküsüne,
Dokunuşunun alazını…
Tüm mevsimler hoyrattır yalnız kalana
Bir çocuk bile fısıldar bunu / gitme!
Gitme dalalım masallardaki gizli bahçelere
Terinde kokun olayım ele ver beni!
Ele ver erken insin şehre sonbahar

Dünyayı ufalarım aysız gecelerde teninin sıcaklığına…
Şarkılar dikerim suskunluğumun başucuna.
El sallar martılara esrik bir dolunay.
Gitme!
Kırık oyuncağım olursun ağla beni!
Ağla beni yağmurum paslansın saçlarında…


Gitme!
Sevgilim olmazsan haminnem yaparım masalıma…





Ağustos 2009 / İzmir