BU DAVA BENİM
Biliyormusun?
O sevgi ki; diz bile çöktüm Göğsümü yarıp, yüreğimi verdim. Çok mu zordu bir dırhem paylaşmak? Ben sevmeyi seçtim, Sen sevgiyi kasten öldürmeyi. Divane yaptın beni Bedenim sokaklarda, Ruhum sonu belirsiz yollarda. Yalınayak dolaşırım kıyılarda, Bakışlarım dalgalardaki kaybolmuşlarda. Öğle deliller sundumki, Bu dava benim Mahkümiyet sırası senin. Saçım sakalım karışmış, Yattığım yeri unuttum. Hangi harabe, hangi ağacın dibi? Yıldızlar arkadaştı bazan Yağmur,kar, soğuk acımasız, Öğle anlarki yaşamak manasız. Ölüm etrafımda beliriyor hisleri Kaldırdı beni yerden ilahi ezan sesleri. Hüzünlü duyguların izleri gözlerimde Yaşattığın acının yarası yüreğimde. Bütün deliller lehime Bu dava benim, Mahkümiyet sırası senin. Sevgisizler mahpusunda Dört duvar arasında Kaskatı yüreğinle Umutları unutacaksın, Gözlerinden akan yaşlar Kan damlayacak dizlerine. Büzülmüş dururken bir köşede Ruhsuzca yaşadıkların Gardiyan olacaklar kapında. Gerçekler karanlığın, Yalnızlığın cehennemin olacak. Ödedim bedelini yılların "Kabul" dedi Yargıç bakarak Karbeyaz saçlarıma. Bu dava benim, Mahkümiyet sırası senin. |
herkes birilerini mahkûm ediyor sonuçta...
Kutlarım emeğinizi...