Ölsem yare gam değil, ah etmek ar gelir!Sükut etmişti nefese müdrik olan canlar, edebi terennüm eden şevk-i hicranlar Neden dur durak bilmiyor umutlar, ruhumdan sudur eden figanlar ve nisyanlar Hep böylemi kalacaktı sinemden çıkmayan hüzünlü sızılar, o bıktıran azaplar Çaresiz bırakan o sabrı yudumlar, boyun büktüren bahtı karanlıklar ve ağıtlar Aranırım, nerede akıyor ruhuma aşina olacak sebebi sürur inşirahlar ve umutlar Mütemedayen potrazdamı solacak ve mecalsiz kalacaktır bu feryadı çırpınışlar Gönül ağlar, dil çaresizliği yudumlar kalbimde niye durmuyor figanı hıçkırıklar Söylenmek deva olmayacak sinemin solgun yaprakları bir bir sükutumla kopacak Ey yüreğimin sızısı, gönlümün dinmeyen ağrısı, umutlarımın furyası duy sesimi Yılların karanlığına bıraktığım gün yüzü görmemiş ümitlerimi, çileli içlenişimi Ruhumdan tebarüz eden ve feryadın sessizliğine rucu etmiş bulunan nağmelerimi Bir şikayetin ve hatta yeis içinde nefesi teneffüs etmenin ızdırabında ki günlerimi Gönlüm niye bizar, hicran sessizliğin ahenginde şu mezarımı nefsim için aralar Heyhat ki ahım kim için yüreğimden bir hüzün ile gönülleri yad ederek ferahlar Toprak kalbim için ne ülfetli bahtiyar, yar olmasaydı bu aşk-ı hayat neye yarar Mahzun çehreleri gördükçe, figan eden nefesleri düşündükçe, utanmak bana yarar Gel söylenme, ruhunu esir alan bahanelerle nefeslenme, aşk, benlikten temizliktir Kalbi lekeleri, nefsi hergelelikleri, nefesi müddete bırakılan avarelikleri silmektir Gönül gözüyle, inşirahın vecdiyle sevda ile yüzleşmektir, ne tendir nede bahenedir Her adımın ve nefese amade olan o canın murakebesinde hali sabırla demlemektir Mustafa CİLASUN |