TUTUNDUM, TUTULDUM, TUTUŞTUM
Evet, tutundum.
Yılların sorgusuz sualsiz benden alıp götürdüğü, hasretini adıyla gidermeye çalıştığım elmas yürekli güzel insanın önce sesiyle, sonra kendisiyle karşılaşmanın ne demek olduğunu ifade etmeye ne kelimeler, ne de mecalim yeter. İşte ben, zamanın o kutsal anına tutundum. Dualar okudum, milyon kere hatimler indirdim kur’an bülbülleriyle. Melekler günlerce niyazda durdular. Ben, bunca zamandır aradığım can parçamı bulmuş olmanın sarhoşluğuyla bilmem kaç bin kere milyon şükrettim. Adeta zamanı durdurdum. Sarıldım her bir yerine zamanın. İlmek ilmek düğümledim kendimi, tutunmuşluğuma güvenmediğimden dolayı. Zaman ya beni de alacaktı, ya da Seni yanımda bırakacaktı. Hangisini yaptı bilmiyorum ama, o tutunduğum zaman diliminde ikimiz de varız şimdi. Rabbime şükürler olsun. Evet, tutuldum. Yıllar önce; beynimin keçeci tezgahlarının işgalinde olduğu bir sırada, kapıdan içeriye savrulan gül renkli bir merhaba, beynimde bir isyanı başlatmıştı. O isyanda ne keçeciler, ne de tezgahları kalmıştı. Yağmur yağıyordu ve ben yağmura tutulmuştum. Öylesine tutulmuştum ki ıslandıkça diriliyordum, dirildikçe ellerimi yağmura açarak; ’yağ yağmur, yağ, daha çok yağ, daha çok yağ..! ’ diye haykırıyordum. İşte, tutunduğum zaman dilimi, tutulduğum o yağmuru da getirmişti beraberinde. Evet, tutuştum. Tutunduğum o zaman dilimindeki fena halde tutulduğum kutsal yağmurun, ateşiyle tutuştum. Dünyamın sevgi yansıtan güneşiyle tutuştum. Elmas yüreklimin sevda ateşiyle tutuştum. Can dedim tutuştum, Yâr dedim tutuştum. Direndim, sevda bilmez zemherinin kor kesilesi yüreğinde tutuştum. ’Cennetim’ dediğim gözlerinde, ruhumu dirilten gül ellerinde tutuştum. Ben Sende tutuştum can..! Bu ateş sönmesin diye eşiğindeyim ya... Evet; tutundum, tutuldum ve tutuştum ey sevgili. |
direndim, sevda bilmez zemherinin kor kesilesi yüreğinde tutuştum.
duygularımın tercumanı,canım abim.allahım seni sevdiklerinle beraber etsin.