Nimetin Vebali
Ey insan kendini hayal et
Bir Afrika köyünde Bir küçük kulübe Ve başında annen, Ya da sen annesin. Kucağında yavrun Elleri kibrit çöpü kadar siyah, ince Ve dudağıda bir söz cılız ve derinden Anne acıktım... Derinden yaralar bu söz Bir lokma yemek Bir lokmacık insan. Bak, düşün ne kadar nimet içindesin; Bunları görmek için, bir hastanenin koridorlarında Ölümün bir kapıdan, bir kapıya dolaştığını mı görmelisin. Yoksa bir işkencecinin sadist ellerinde, Çığlıklar atan bir insan mı istediğin. Daha geçen zaman o büyük savaşlar Açlık ve kıtlık içinde bir dünya Bir dünya insan vardı. Şimdi ne büyük zenginlik içindeyiz. Peki neden, Neden bu duyarsız kalplerimiz... Hiç mi, hiç mi içinde his kalmadı? Her şeyi sanal mı anlıyoruz? Ne zaman canımız yandı O zaman mı Allah diyeceğiz. Demem o ki İnsan nankör bir varlık Kim ne derse desin insan bu Çok çabuk unutan varlık. Ya Rab bizlerin, Tasavvurlarını Tevhit üzere değiştiren Geçici zevk ve acılara kanmayan Sana varmak için çizdiğin dosdoğru yolunda Direnerek sabırla yürüyen Aklını kullanan, sevgisini büyüten İmanın imkan olduğunu bilen Senin uğrunda ölmeyi değil Yaşamayı önceleyen İmanın bir madalya gibi gururla taşıyan Örnek olarak yaşayan müslüman kullarından eyle, Amin Amin Amin... (Ekim 2010 İstanbul) |
selamlar gönlünüze
merhaba