Çöl Çiçeğim
Aslında sen hep konuşur ve susarsın.
Bilemediğim yangınlarda, göremediğim gökyüzü serinletir beni. Sana açılmıyor, çünkü hiçbir kapıya sahip değilim. Oysa öyle bir zamanda gelmiştin ki.. Çöl çiçeğim.. Söyleyemediklerimle dolandım. Aklında hep bir soru olarak kaldım belki de? Söyleyemediklerim; bilemediklerin.. Hep çöldeyim.. Benim için bir çiçek var; Çöl çiçeğim.. İncitmek istemedim. Yapraklarına çarpan rüzgar eğdikçe seni, Ben daha çok sakındım ellerimden.. Ve sözlerimden.. Etrafında dolanıp durdum. izlerdim ve severdim.. Birşey hem istenir, hem ona yaklaşılmaz mı? Hem sevilir, hem dokunulmaz mı? Hem onunla kalınır, hem uzak olunmaz mı? Sen var oldukça o çölde, daha fazla uzağa gidemem.. Ben kumlara karışıp köklerinde dolansam da zamanla, Sen oradasın ya, benim halimin bir önemi yok aslında. Ben çölden bir parça..Sen; En nadide, en güzel ve en kırılgan ve.. Sen; inatla solmayan! Çöl çiçeğim.. İnadın bile böylesine yakıştığı bir güzellik! Ben çaremi ararken ıssızlıklar içinde Seni görmem yetti ayak bileklerime. Ve sevdan.. Kuşattı bir çöl fırtınası gibi beni. Gücünü verdi, yetti ellerime. Elimden tutup kaldıracak ararken; Şimdi hazırım; Seni bir "dünya mevsimi" korumak için! Bütün benliğimle, ölüme susuzluğumun son damlasına kadar.. Beni bana verdin gözlerinle. Ve kendimi tanıttın sözlerinle. Hep bu ayrılmaz ikili değil midir şiirlerde, "gözler ve sözler".. Çöl çiçeğim.. Sen benim için çiçekten de ötesin! Güzelliklerin ötesinde bir güzelsin.. |