Sevmezdim İki Kere Ölmeyeyim Diye
Ölümün kapıyı şeytani bir hisle ,
Bu kadar erken çalacağını bilmezdim , Bilseydim de sevmekten daha önce vazgeçerdim , Vazgeçerdim ki iki kere ölmeyeyim . Bilseydim gözlerimin ışığının erken söneceğini , Gözlerimi çapağına olan aşkından ayırmazdım , Ona bu vefasızlığı yaşatmazdım . Sabah erken kalkmaz güneşe saygı duymazdım . Tıraş olmazdım her gün , Sakallarımın sert maço tavırlarını , Yüzümden eksik etmezdim , Ucu kırık jiletin aşka şiddetini desteklemezdim . Duygularım da zıtlıklar olmazdı böylesine , Umursamaz bir tavır koyardım gidişine , Saçlarımın başıma olan sevdasını , Uzayarak göstermesini bir hışımla kestirip atmazdım . Gündüzleri uyurdum gecelere inat , Yıldızlara değil güneşe bakardım kör olurcasına , Sokağa çıkardım hava durumlarının çıkmamamı söylediği o saatte , Kaldırımlardan yola taşırırdım yürüyüşlerimi kurallara inat . Sana gelince bütün isyanıma rağmen , Fotoğraflarına bakardım son kez , Meze yapardım aşkımı sofraya , Son bir defa gözyaşımı damlatırdım rakıya . Aynı şarkıyı sarıp sarıp baştan dinlerdim , Sonra birden sinirlenir küfür ederdim gidişine , Sofrayı dağıtır tabakları kırar , Yeşilçam tadında öksürür yere düşerdim kalkmamak üzere . . . |