Son akın
Hangi rüyadan çıktın ve geldin hangi bağdan
Firdevs’i hatırlatan anlatılmaz kokun var Ya da hangi diyardan ve de hangi otağdan Hangi iklimden kaldı sana bunlar yadigâr Sahi çok mu yoruldun kanatların yaralı Yok muydu yüreğinde vuslata duvakların Gamze yanaklarında sanki hüzün sıralı Ondan mı titreşiyor kan kızıl dudakların Bak ellerin değerken beynimde koptu nara Uzatsaydım ruhumu geldiğin yollarına Senin için atardım bedeni yardan yar’a Hasret kelepçe vurdu sensizken kollarına Ne türküler söyledi ne anladı yol beni Ufuklara bakarken saplanırdı gözlerim Ta ezelden gelirmiş meğer bunun nedeni Ondan seni görünce bükülüyor dizlerim İlk aşk ilk sevda diye söz vermişim ezelden Bu yüzden bekliyormuş ruhum edvara inat Ondanmış her nefeste haber beklemem yelden Şimdi ya kal benimle ya da benliği kanat Ben zamansız karayel sen başaklar kadar hür Erguvân kadar narin sümbül kadar güzelsin Al bu yorgun gönlümü çakıl taşlarına sür Güldürsen de bir gülüm öldürsen de özelsin Öyle bir efsûnsun ki ne kaçış var ne varış Çatlamaya hazırdı sensizliğinde damar Sezâdır senin için gözyaşına yalvarış Söyle nasıl yaşasın sensizken kalb-i bimâr Ah be gözleri karam maznun gönül ışığım Bilemedim senmişsin ömrümün bir yarısı Ben sende sana değil içte sana aşığım Bu yüzden nihayetsiz bu yaramın yarası Yüreğim bölük pörçük ifadeler perişan Söylemeye gücüm yok anlayabilsen keşke Işkına pervaneyim gönüllüyüm gül-feşân Otağ kursan ne olur sana ait bu köşke Bir on yıl olsa idi belki de bundan önce Sevdiğimi söylerken yanmazdı böyle canım Hiç tereddüt etmezdim seni böyle sevince Titrerdi gözlerinde söylerken heyecanım Ellerin ellerimde gözlerine bakardım Sen behrâmım olurdun ben gözlerinde buğu Gölgenin gölgesine bir su gibi akardım Birlikte kaldırırdık o zaman aşkta tuğu Sanki öksüz gibiyiz ağlayan iki kandil Ya da deniz feneri sen beyazsın ben siyah Bilmem var mı ben gibi böyle aşka muadil Yapar mı benim gibi her gün vuslata semâh Seni düşündükçe can daha artardı acım Hani kara gecenin güne hasreti gibi Bir bilsen ki ben sana bilsen nasıl muhtacım Tek bir defa yâr demen şâd eder bu hatibi Olsun be karagözlüm dilersen sevme beni Yeter ki gözlerimi terk etmesin hayâlin Sen tar-u mâr ömrümün en nadide gülşeni İstemem ki can bulsun gözlerinde melâlin Mecrasını kaybetse yine akarda pınar Belki kıyı ağlatır inleyen buruk sesi Söyle nasıl yaşasın sensiz kalırsa çınar Dar gelmez mi göğsünü sıkan hicran kafesi Hep yanımda ol emi uzakta olsan bile Kendimi avutayım belki severse diye Yeter ki gözlerinden bana bir hâle kalsa İşte işte bu derim ömre bedel hediye Kalbimden daha yakın elimde gülen resim Küllerimi denize savurdu gülen simâ Korkuyorum yâr derken ya kısılırsa sesim Arkasına bakmadan çekip gider mi huma Varsın ağyâra düşsün yokluğumla bin neşe Anlama bilme ne gâm belki bu gizli veda Oysa nasıl hasretim beni yakan ateşe Bırak yazdıklarını yine yaksın bu geda Say ki bir masaldı bu meftûn ettin yeline Her satırın içine mührünü yurdu yüzün Belki de bu şiirim dokunamaz eline Gece eşi olur mu hayat dolu gündüzün Eyvah eyvah ki eyvahh yine yarım kaldı düş Kervancı aldı gitti sana ait ne varsa Saç telimde çığlığım ölümüne bir gülüş Dökülen çığlıklarım bari elimde dursa Bu gün yine yollarda akreple yarışırken Bilmelisin yaşarken yaşıyorum mahşeri Yavaş yavaş ümidin gözleri kırışırken Boynu bükük gidecek son akına Makberî Makberî – Ahmet Akkoyun….15/10/2010….21:20……İst |
Her satırın içine mührünü yurdu yüzün
Belki de bu şiirim dokunamaz eline
Gece eşi olur mu hayat dolu gündüzün
Eyvah eyvah ki eyvahh yine yarım kaldı düş
Kervancı aldı gitti sana ait ne varsa
Saç telimde çığlığım ölümüne bir gülüş
Dökülen çığlıklarım bari elimde dursa
Bu gün yine yollarda akreple yarışırken
Bilmelisin yaşarken yaşıyorum mahşeri
Yavaş yavaş ümidin gözleri kırışırken
Boynu bükük gidecek son akına Makberî
Makberî – Ahmet Akkoyun….15/10/2010….21:20……İst
Yüreğinize sağlık,mükemmel bir şiir okudum kutluyorum sizi ve bu güzel şiirinizi,selam ve dua ile..