Ruhların Göz Yaşları
en onulmaz anlarda açtım avuçlarımı sana
yağ diye Mevla’m nicedir kurumuş kıraç topraklara dökül dökül ki yeni başaklar versin umutlar sevgi tanelerinde en onulmaz anlarda bağladım bu yüreğin halatlarını bilinmez yolculuklara ulaşa bilirim diye uzandım sana nasıl bir gemici çekiyorsa ağlarını aynı güçte çektim beyazını sabahın içimde ki suskunluğa haykırarak sevdamı yükledim rüzgarın sırtına hatıralara tutundum senden kalan yol aldım yorulmadan araladım kirpiklerimi geceye inat gün/aydın demek için yağmur damlasında döküldüm senden yana kelimeler sık/ ışıktı oysa bir ömrün içinde cümleler kurdum üst üste arşa ulaşan sen, gamzelerinde saklarken gülen aşkı ben, ruhların göz yaşlarını biriktirdim sana özlemli gözlerimde her mevsim bir başka hazan sürüklenişi her dökülen yaprak kopan bir an her bükülen dal ise kırılan bir savdayken sürüklenmemek için uzandım ellerine düş dalgalarından düşmemek için önce ben sızdım derinlere yaralandım düştüm ve kırıldım... |