firavunlar secde ediyor bak
yoksun diye bed kaldı dualar..
...
durma!

daya bir gece bile doyamadığım dudaklarını musluklara
ve iç su pıhtısı paslı kanları..

gülme!
aksır adımı ispiyonladığın ayrılığın yüzüne
öksür!
öksüz şifalara defnettim ben tenimi senin yokluğunda..

avuçlarındaki sahte gülümseme refakat bırakıldı geri kalan ömrüme
bak kaçırma gözlerini
sudaki renk tenini çalmış
ayaz düşmüş içime,çıkıp gittiğin kapının tokmağına aç karnımla dokunurken
secdede firavunlar!
seccade gibi dönmediğin yollar..
bakma eğil!!
eğik başım bile naaşına hesap soracak kadar yanmış bir canın bedenini taşır..

Yine dokunmmuşsun en içten.. temiz yüreğinle şirin mısralarına... mükemmel dizelerden kurmuşsun ablacım kalemin daim olsun

harıkaydı yuregıne saglık

firavunlar secde ediyor bak
yoksun diye bed kaldı dualar..
...
durma!

daya bir gece bile doyamadığım dudaklarını musluklara
ve iç su pıhtısı paslı kanları..

gülme!
aksır adımı ispiyonladığın ayrılığın yüzüne
öksür!
öksüz şifalara defnettim ben tenimi senin yokluğunda..

avuçlarındaki sahte gülümseme refakat bırakıldı geri kalan ömrüme
bak kaçırma gözlerini
sudaki renk tenini çalmış
ayaz düşmüş içime,çıkıp gittiğin kapının tokmağına aç karnımla dokunurken
secdede firavunlar!
seccade gibi dönmediğin yollar..
bakma eğil!!
eğik başım bile naaşına hesap soracak kadar yanmış bir canın bedenini taşır..

dokun beş vakit sustuğun çığlık bozması Aşk’a
dallarını budaklarını ayır hayırsız selamlarından.
her düğüm bir ben kör eder
her kör duruş,ağzımdaki lokmayı almak için bir ense vuruşu hak verir sana..

bak yine
bak...

gör!!!
bendeki nefret dilde yatalak
tenimin fahişeliği bir yalnızlığa bir yokluğuna bir de karanlığınadır anla...

ama bak yine
bak...

diz çök önünde yangının
düz dök gözyaşını oynama dudaklarının dokunuşlarıyla
gel..
koy ver ömründen bir kaç dakikayı bir kenara uy bana
rakı masalarından kalk gelll
bak!
olmuş mu sahiden ölmek?

ödlek iniltiler inceltir sesini cesur gell!
inim inim titrerken gözyaşları
gel dibime basarak yaşa
bastığın gibi ihanetinin kuru çorak kir yuvalı toprağına...

dön yüzünü gözüme
gel!
bak sesini çağırır bendeki zar
gel onu del!

inlet kan göllerinin içinde yıkamaya bile kıyamadığım rüzgarlarımı
bana ya da sol yanıma at adımını
seç kadınının yok oluş maksadını
hüznü cüzam olmuş yüreğimin kan davalı can pazarına gözlerini ban
yabancılardan bile utanmayan,o aşk darlığından nefes alamayan soluğuma tırnaklarını at

gel!
çel aklımı
tel tel ayıklayıp boya gözümdeki yaşımla kurban olduğum saçlarının renk bilmez uçlarını
ihanetsizliğime ihanet et yine
gel...

ama şaşı ama kör baksanda
seni doğuranın hakkı için
yaradanın sabrı için...

senin yüzünden düşen bin parçalar parçaladı benim yüzümü!!!!!!!!
bak....

sıkıştır ellerini ellerime
batır kirpiklerini, yatır yüzümü yere de..
gel bak alnımın ortasındaki lehçe neyce?
dilimdeki öfkenin dilini kaç memleket bilir sence?

gel dibimi de kazı benden
yok etmeye her şeyimi,her şeyinle gayret et
as sırtıma ölüp duran yılan ısırığı özledim’lerini
ciğerlerime kaç!
nefes borumu tıkaycak yalanlarını kursağımda sakla yine
gel....

dön yüzünü düze çıkmaz yüzüme
dışarımdan vurulmuşluğumun leşi eşmeden çukurunu
uçkurunu çözmeden ayrılık
gel..



ağlatmşsın satırları...

kutlarım dost kalem ömrün 'sevinç'le geçsin, selam ve saygıyla...

DOKUNAKLI OLDUĞU KADAR DUYGUSAL OLAN ŞİİRİNİZİ KUTLUYORUM.

GÜZEL DOKUNAKLI BİR ŞİİR KUTLARIM SAYGILAR