ANNEM
solup giden günlerin elinde
tükenen hayallerim /rehine kurak toprakların yuttuğu bir damla su gibi çaresizliğim yalnızım anne çılgın bir rüzgârın elinde uçuşan saçlarım uzaklardan seyrediyorum , mutluluğun tablosunu bedenimi taşımayan güçsüz bacaklarımın yükü cılız omuzlarımda / sürünüyorum artık ne o beyaz badanalı evimiz ne de yemyeşil bahçemiz var her sabah sallandığım dut ağacı ya buz gibi sularını içtiğim çeşmemiz eteklerime dolanan sarı tekirim hepsi çoktan mavi uçurtmamla uçup gitmiş eh ! bir kaç anı işte eski günlerden geriye kalan en kıymetli mücevherlerim usumun derinlerine sakladım onları kimse çalamaz anne! sen gideli dünya çok değişti güneş eskisi gibi parlamıyor o yüzden günebakanlar şaşkın saksılarda plastik çiçekler hiç sulanmıyor ayın gülen yüzü yok, hep kederli yıldızlar ışık saçmıyor, karanlık çocuklar doğmadan ölüyor özgürlük mü ? o kelime anlamını çoktan yitirdi şimdilerde gönüllü esaret moda dostluk mu ? ahde vefa mı ? onlar çoktan demode kimsesizim annem sıcaklığını nasıl özledim bir bilsen! şen kahkahaların hala kulaklarımda dışarıda bardaktan boşanırcasına, yağmur kirpik uçlarımda sen ağlamayacağım işte... ayşe uçar 07 /10 /2010 |
sıcaklığını nasıl özledim bir bilsen!
şen kahkahaların hala kulaklarımda
dışarıda bardaktan boşanırcasına, yağmur
kirpik uçlarımda sen
ağlamayacağım işte...
anneye duyulan özlem ağlatmış zaten kalemini..
çocukluk günlerimizin hasreti hele de o günleri paylaştığımız anne babamız yoksa yanımızda daha bi derinden yakıyor yürekleri..
set yaptım kirpiklerimi engel oldum gözyaşlarıma
ben de ağlamayacağım işte!
sevgilerimle..