Hışım Mahallesi
Hışım lafını seveli kaç mevsim geçti hatırlamıyorum
Sevdiğimi düşlediğim akşamlardan birinde Kahvedeki yancılardan en bıçkını; Hışımla kalkıp birine yumruk sallamıştı Belki o gündür tam hatırlamıyorum Ya da benim oğlan bir gün, kan ter içindeyken anlatmıştı Baba gerideyiz ezan okunmak üzere maç nerdeyse bitecek Bir hışımla öyle vurmuşum ki topa, gol oldu dediydi Sanırım bizim afacandan duyunca sevdimdi bu kelimeyi Neyse ne; sonuçta bazı laflara bir gönül bağı duyarız ya Benim kelimelerimden biri de bu ‘Hışım’ Sorgulanmamış kederlerin akıp biriktiği yerdir bizim mahalle İçinizde nere gider bu kadar dert diyen varsa Haberiniz ola bizim burada stoklanır her biri Fenni hasretçiyizdir hepimiz İtinayla umut tazeleriz her seferinde Son rötuşlarındayken kendi yazmadığımız senaryomuzun Abanırız; nazımız en çok kime geçerse Yakınmak konulu romanı yazmakla meşguldük önceleri Yetinmek üzerine yaptığımız mastırlar haricinde Alınganlık üstüne uzman ablalarımız da mevcuttu Kim olursak olalım Yaşlısı genci, okumuşu cahili Hışımla bir şey yapmışlığımız muhakkak vardır Genlerimizde mevcut olmalı ki Zahir buraların normalidir Sizin anlayacağınız bizim civarda Garipsenmez durduk yere alevlenen insanlar Vardır bir halleri der dururuz Geçer şimdi diyenlerimiz de vardır Az bile onun yaptığı deyip hak verenimiz de Algılanılmamışlığımızdır bizi biraz demleyen Yanlış anlaşılma üzerine edilmiş yıl süren sohbetler asılı durur Analarımızın özenle hazırladığı hislenme çantalarında Yaka bağır yırtık gidilen okullarda Ekstradan bir de müdür dayağı yemek oldukça modadır ‘Velini çağıracağım’ lafının pek bir şey ifade etmediği bir yerdir burası Zira kaybedecek pek de şeyi olmayanların Buluşma noktasıdır çünkü Bölük pürçüklüğün tabiatında kendi haline sevk edilmiş Hasta, cılız, adı konmamış çocuklardandık yani Hayata erken kaydedilmiş Erken ergen olanlardandık Bu ‘hışım’ lafına duyduğum ilgiden midir bilmem Kendimi toparlamam da zor oldu Yenilgiler üzerine edinilmiş bir ömür dolusu anı ve ben Ta ki o kızı görünceye kadar Uslanmamıştım Ha kabul ediyorum, elbette bu yeni durumunda Akla erdiremeyeceğiniz mesafeler yarattığı bir gerçek Benimle eski ben arasında açılan bu yarık İçine onun gözleri doldukça büyüyordu Her geçen gece Yaşlanmış acılara edilmiş küfürler azalıyordu Sıkılmış dişlerin çıkardığı sesleri biriktiren O genç gitmiş Yerine dalgın, bağrı kokulu bir âşık gelmişti Elbette ki racona uygun sevdalanmaktı bana düşen Öyle de oldu Elini tutmadan geçmiş aylar sonrası Bakışlarımdan ne dediğimi anlayamadığı için ona attığım tokat İlk aşkın yarattığı canavarın bir imzasıymış Bir daha görüşmedik… Sevda konusunda ki tutukluğum bu olaya bağlıdır Her güzele bağlandığımı sanmam da bundan Durduk yere gizli ağlamalarım da Tozlu park duvarlarında kalan ismi Kavurur halen içimi Tutmadığım ellere yakılmış nice türkü Yanar durur ağzımda Gitmeseydi ya işte o da öyle hışımla Daha çok sevecektim bu kelimeyi aslında. 02.10.10 Nadir |