PişmanımPek çok şeyden pişmanım Yana yakıla pişmanım Bir değil bin, milyon kere Pişmanım… Utansam da, sıkılsam da Gücüme de gitse itiraf etmek Pişmanım efenim, çok hem de… Boşa geçen her an’a. Fırsatı varken yapmadığım iyiliklere Yapamadığım demiyorum, yapmadım çünki. Vaktini geçirdiğim tüm namazlarıma Değerini bilmediğim zamanın her saniyesine Annemle sohbet etmediğim günlere Babama sormadığım tüm sorularıma Kardeşlerimle oynamadığım her vakte Çocuklarımı öpüp de koklamadığım her fırsata Eşimle ağız tadıyla yaşamadığım her saate Pişmanım da pişmanım… Çok pişmanım hem de. Boş geçirdiğim tüm vakitlere Biriktirmediğim her parama Okumadığım onca kitaba Okuldan kaytarıp yaptığım haytalıklara Har vurup harman savurduğum emeklerime Nasıl pişmanım bilemezsiniz… Erenler, efendiler, aman bu kez Can kulağı ile dinleyin bu perişanı Ben pişman oldum siz olmayın, dinleyin Geçen günler gelmiyor geri Kırılan kalpler yama tutmuyor Siz siz olunda bilin kadrini kıymetini Sevdiklerinizin titreyin üzerine, diyorum işte Vakti en güzel işlerle geçirin, pişman olmadan Sizi utandıracak şeylerden hep uzak olun, diyorum işte Ben dedim ya ne bir ne bin, her an pişmanım Efendiler daha fazlasını demeye gücüm yok Dua edin Hakk katında kızarmasın yüzüm Dilerim amin diyenlerin iki cihânda ak olsun yüzü. Amin efenim amin… 03.20 – 4 Ekim 2010 / İstanbul |