Okuduğunuz şiir 3.10.2010 tarihinde günün şiiri olarak seçilmiştir.
smokin
*penguenler’e iki renk yaraşır, köpek, dişleriyle kalabalık...
güvercin koşuşturması işaret parmağında bir zümre telaş kadavrası meydan saatinin unutulmuş cânım, gülmek ikmaline uğramış ağzın süt kuyusudur
birazdan yıkılınca akşam; kadınlar kocalarını giyinecek, dinamit lokumu yiyecek bir adam, bir imam minaresini taşıyacak avucunda belki zina edecek onunla inancına denk
sur yanın çocukluktur, andaçların albatros gökyüzüne çarpa çarpa düşersin küçücüğüm, doğu evlat edilmiş batıya evler çitlerle örülmüş yetmemiş düvüşülmüş
dövüşmek kül örtüsüdür yaşamakların cânım ağaç, toprağında güzel yapraklar yeşilince şıkır şıkır, kuşlar dala konduğunca özgürdür insan, sevdiğince insan
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
smokin şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
smokin şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Şiir nedir sorusu çağlar boyu sorulagelmiştir ve pek çok tanımı yapılmıştır.Bana göre en kapsamlı ve en güzeli Platon'un ''şiir büyülü sözdür'' tarifidir.Yani bir ilk söyleniştir bir güzel söyleniştir veyahut bir değişik söyleniştir ki akılda kalıcıdır.İnsanlar unutmazlar yıllar boyu hatırlarlar.Yukarıda şiir diye asılan metin tam bir imge bataklığı ve söz cambazlığıdır.Burada okunup şurada unutulacak türden bir mavra metindir. Evet şiir düşündürmeli, belki de okuyucu ilk okuduğunda hemen anlamamalı jeton biraz geç düşmeli tabiri caizse.Her okuyucu da farklı çağrışımlar da uyandırabilir.Ya da benzer çağrışımları farklı dozlarda da algılayabilir insan.Ama bir şekilde okuyucu alt ve üst mısralar arasında bağlantı kurabilmeli.Haliyle bu kadar çok fazla ardıl anlamları olan söz ve sözcük grupları matematiksel formül gibi bir araya getirilip konulunca bir bulmacaya dönüşüyor.Bir diğer handikap evrensel bir söylem taşımalı şiir.İdeolojik giydirmeler sadece o fikrin taraftarı olan kişiler için gurur okşayıcı lafazanlıktır.Şair elbetteki kendi fikir ve inancına ilişkin mesaj gizleyebilir şiirin içine.Ama bunun okuyucuda uyandıracağı negatif duygu çağrışımını da dikkate almalıdır.Yoksa tabiiki şairler içi boş trake borulardan müteşekkil böcekler değildir.Kendisine göre fikri zikri doğrusu olan olması gereken insanlardır. Dil konusunda da yaklaşım hatası var şairin.Şöyle ki, her zaman yenilik şarttır gereklidir ve önemlidir.Unutulmaya yüz tutmuş sözcükler bulunup çıkarılmalı mesela; ya da lokal anlamda bilinen ancak yazın dilinde bilinmeyen söz ve söylenişler dile kazandırılmalı bu anlamda yenilik taşımalıdır şiir.Ancak temel dil kurallarına ters isim mi yüklem mi olduğu belirsiz sözcük türetme çabası temelsiz ve saçmadır.Örneğin YAŞAMAK bir fiildir.Fiiller sonuna çoğul eki almazlar.İsimlerin çoğulu olur.YAŞAMAKLAR diye bir şey olmaz.Ben yaptım oldu yenilik değil mi efendim denilmemeli. Dil dinamik olmalı yeni bir şeyler olmalı tamam ama şimdi ikinci yenici denilen bir grup şairde de var bu saplantı.Kullandığınız ya da türettiğiniz dilimize kazandırdığınızı düşündüğünüz sözcüğün anası babası belli olmalı ki ne dediği anlaşılsın.Aksi takdirde karın gurultusu olur. Saygılar
kesinlikle ayrı dünyaların insanlarıyız.Köpeklere smokin giydirmişsiniz adama dinamit lokumu yedirmişsiniz.İmamın avucuna minareyi koymuşsunuz.Birde onunla zina ettirmişsiniz pardon bir imamın olacaktı.Gerçeklikten yoksun benzetmeler uzamasa iyi olur uzadıkça batıyorsunuz. Edebiyat bilgimi eleştirebilirsiniz ben zaten lisede öğrendiğim bir bilgi ile fiiller çoğul eki almaz dedim.Bu öyle çok özel bilgi gerektiren bir şey de değil.Kaldı ki burada yorum yapanların hepsi edebiyatçı da değil.Olması şartta değil.Sizin şiiriniz nasıl buraya asılmayı hak ediyorsa bizim de yorum yazmak o kadar hakkımız.Edebiyatı iyi bilmek iyi şiir yazmak anlamına gelmez.Şairlik doğuştan gelen bir yetidir.Aşık Veysel gözleri görmeyen bir adamdı ama yazdığı dizeler çağlar boyu yaşayacak ölümsüz dizeler mesela. Siz bu kadar bulmaca gibi yazar gerçeklikten yoksun yazarsanız ve insanlar eleştirirse sonra bilgisizlikle suçlamayın bence. Buradaki metin üzülerek söylüyorum şiir değil bunu anlamak için uzman olmak ta gerekmez akılda kalmayacak fantastik benzetmeler tamamen.Burada okunur şurada unutulur.Üzgünüm
Vallahi şair Sayın Mehmet Binboğa beye cevaben yazdığı yorumda her şeyi anlatıyor aslında.Bakın amma da çok şey anlatmış.Şiir bu değildir bu olmamalıdır.Bulmaca mı çözüyoruz.Madem bu kadar çok şey anlatmak istiyordu oturup deneme vb. başka tür bir edebi eser kaleme alaydı.Bir şiirde bir tema olur onunla başlar onunla biter şair.Burada düş anlatılırken oynaş salık veriliyor.Bir sürü beyin zıplamasını içermez şiir.Türkçe dilbilgisini yanlış mı biliyorum neresi sığ isimler çoğul eki alır fiiller çoğul eki almaz.Bu kendi kendine anlamsız sözcükler türetme işi hastalık.Ece Ayhandan bulaşma.O da cennet demez cehennem demez cehennet der.Şimdi nedir bu cehennet cennet mi cehennem mi gel de anla.Yaşamaklar madem salt eylemsellik içermiyor o zaman yaşamlar desin şair.Bu bir yenilikmiş gibi yutturma çabası.Bunları okuyan 18-20 yaşındaki gençlerde bir şey sanacak aaa bak nasıl da yazmış adam diye.
Çok özür dileyerek söze girmek istiyorum. Sizinle evrensellik ve şiirde anlaşılmazlık konusunda hemfikir olduğumu öncelikle belirtmek isterim. Ancak yukarıdaki şiir için imgesel çöplük tanımınıza katılmıyor aksine bu söylemi aceleci bir tavır olarak değerlendiriyorum. Neden mi? Çünkü şiirlerin imgeye boğulmasına ben de fazlasıyla karşı çıkan bir insanım ve doza inanırım. Bu şiirde dozaşımı olduğunu düşünmüyorum. Sadece şiirin giriş ve finalindeki şifreleri saymazsak. ki onlar da şiirin çıkış noktasıdır. Okuyucuya yap boz keyfi yaşatabilir şayet aradığını bulursa.
Ve şiiri ideolojik yazmak kadar eleştirirken de ideolojik yaklaşmak bir o kadar aynı şeydir. Kendi adıma ben şiire şiir olarak bakarım. Ve nasıl şiirleştirildiğine konunun.
Ayrıca "yaşamaklar" için yaptığınız dilbilgisi açıklaması oldukça sığ. Çünkü kelime burada salt eylem işaret etmiyor. En azından ben benzer kelimeleri fiil çerçevesinde kullanmıyorum kendi adıma. Bir dil uzmanının konuyu bu bağlamda daha anlaşılır açıklayacağından eminim.
Bu şiirin içindeki imgeleri bana gösterir misiniz ?
Ve * yaşamaklar
Bu yeni bir kelime üretmek değildir,
* yaşamaklar* yaşanılası, keyif alınası ağaçlar, yapraklar, böcekler, kuşlar, denizler, yağmurlar kar topları, kardanadamlar !, yaşamaklar bunları simgeler
ama arayana !.
Eğer bu şiir evrensel temaslar taşımıyorsa
*fakir ve kendi haline bırakılmış bir toplum, dünya üzerinde yalnızca bizim ülkemizde yaşıyor demektir !.
Diyorsunuz ki;
*Dil konusunda da yaklaşım hatası var şairin.Şöyle ki, her zaman yenilik şarttır gereklidir ve önemlidir.Unutulmaya yüz tutmuş sözcükler bulunup çıkarılmalı mesela*
Bu mu sizin yenilik anlayışınız ?
İyi o halde gidip yüz yıldır kullanılan kelimeler üzerinde harf değiştirme oyunu oynayın siz ve bulduğunuz tüm yeni cümleler sizin olsun !.
Şiir sadece yazıldığı gibi okununan bir olgu değildir elbette, kimi zaman yazıldığından başka hiçbir anlam ifade etmez, kimi zamsa yazıldığıyla birlikte çok daha güçlü bir anlam yüklenir sırtına, işte o anlamı taşımak okuyucunun anlama gücüne bağlıdır, Tebrikler, saygılarımla.
Bence üzülmemelisiniz, şiir yürekten çıkar ve yürekte yer bulur, kelimeler aldığımız nefes gibi istemsiz gelir, birilerine beğendirme endişesi olmayan eser eserdir, anlaşılmayan hiçbir şiir yoktur, en azında bir kişi bile olsa anlayan vardır o da şairin kendisi, tekrar kutluyorum , saygılarımla,
nefesi ideoloji kokan post mortem sancılar ateşin ceseti kül... neşterin ucu kanlı damlıyor hala tarihten öte durmadan kim iki çizgili kim siyah beyaz... öteleştik ölümlerimiz hemkorkularımızda çarpıklaşırken kanvari gecenin suskunluğunda
Sevgili Devin... Şiirlerinden çok; o güzel kafanın içindeki güzel fikirler var ya... Her daim okurum seni; hep anlarım, hep takdir ederim... Elin vicdanında ve vicdanın mantıkla denk ya... Helâl olsun; ne denir ki başka...
Sizin anlam bozukluğu dediğiniz her satır bir sonraki betimlemedir.
Şöyle ki;
*güvercin koşuşturması işaret parmağında bir zümre telaş*
Size anlam kargaşaşı olarak gelen şey * işaret* alt dizede olsa veya *işaret* den önce virgül gelse anlam kargaşası yaşamazdınız !.
*güvercin koşuşturması işaret parmağında bir zümre telaş*
Bakın böyle yazıldığında anlam karmaşası çıkar aslında ortaya çünkü bu iki dize bütündür ve bu iki dizenin betimlemesi * kadavrası meydan saatinin*dir
*unutulmuş canım* derken hala birinci tekille konuşuyor şiir !,
*gülmek ikmaline uğramış ağzın süt kuyusudur*
Düz yazımını da vereyim, güvercinlerin peşinde koşturuyorsun işaret bir zümre* kısım telaş , unutmuşsun canım, senin zamanın ölü saatlerin durmuş ki sen ağzında geçici bir gülümseme mutlusun ki hala süte çok ihtiyacın var..
*birazdan yıkılınca akşam; kadınlar kocalarını giyinecek, dinamit lokumu yiyecek bir adam, bir imam minaresini taşıyacak avucunda belki zina edecek onunla inancına denk*
Herkes kendi haline, kendi gerçeğine gidecek !.*
*sur yanın çocukluktur, andaçların albatros gökyüzüne çarpa çarpa düşersin küçücüğüm, doğu evlat edilmiş batıya evler çitlerle örülmüş yetmemiş düvüşülmüş *
Sense sur diplerinde olacaksın, hatıraların uçup gitmiş, onlarla yaşarsan gökyüzüne çarpa çarpa düşersin küçücüğüm, batı seni kabul edememiş çitlerle örülü herkes sana karşı, bunlarda yetmemiş kavga edilmiş sana sana tekme atılmış !*
*dövüşmek kül örtüsüdür yaşamakların cânım ağaç, toprağında güzel yapraklar yeşilince şıkır şıkır, kuşlar dala konduğunca özgürdür insan, sevdiğince insan*
Oysa ki kavgada dövenin de canı yanar dövülen kadar şöyle düşünün bir bina yanacaksa tüm daireleri ile yanar, oysa yaşamak yerinde güzeldir, ağaç toprakta, yaprak yeşil olunca ve herşeyden önemlisi kuşlar uçarken değil dala konduğu kadar özgürdür ve insan !. sevdiği kadar hakeder insanlığı !.*
kelimlerin yerleştrilmesi ve hatta anlam bozukluğu bir şiirde bu kadar bariz olabilirdi ancak. değişik bir tarz yapayım derken toplayın bölümleri ve kelimleri düzgün yerleştirin alın size bir düz yazı. şiir ahenk ister . belki bu sizin tarzınız olabilir ama şiire hiç yakışmamış. saygımla.
kötü anlamda enteresan demedim, ama görülen o ki şiirlere gelen yorumlara cevap yazarken şiirden daha çok emek harcamışsınız nerdeysa:)))) bu kadar herkese herşeyi anlatmaya çalışmak imkansız ve gereksiz, her şiir bir kerede anlaşılır olmayabilir sanatın birazda özünde vardır kişiden kişiye anlaşılırlıgının degişmesi. ben başka bir şey anlar severim belki de şairin anlatmaya çalıştıgıyla alakasız birşey anlarım ama severim. yayinlandıgı andan sonra sadece yazanın degil okuyanındır da çünkü şiir. en nefret ettiğim laftı edebiyat derslerinde şair burda ne anlatmaya çalışmış sorusu:))) bana ne ben ne anladıgıma bakarım şair yazarken zaten hissetmiş hissedecegini ben okurken istedigimi hissederim dimi ama ... cidden enteresandı ama iyi manada ,sevgiler...
birazdan yıkılınca akşam; kadınlar kocalarını giyinecek, dinamit lokumu yiyecek bir adam, bir imam minaresini taşıyacak avucunda belki zina edecek onunla inancına denk
Her kelimesinden profesyonellik akıyor. Sadece bugün değil, son günlerde okuduğum, edebiyat adına büyük bir kazanım, müthiş bir şiirdi... Sizden öğreneceğimiz çok şey var. Bir saaraf inceliği ile işlenen her bir satırınız alkış tufanına değer. Sevgi ve saygılarımla... Tebrik ederim.
bende okudum bir daha okudum anlamak için bir daha okudum...çarpıcı kelimeler kullanılmış.bazı şiirlerde genelde okuduğumda bu kelimeleri şiirde kullanmak şairin nasıll nerden aklına gelir diye sorarım.çok güzel çarpıcı imalı ve kelime yüklü bir şiir olmuş.....
GÜNE GERÇEKTEN ÇOK YAKIŞMIŞ... TEBRİKLER.