KIYAMET GÜNÜ (AKROSTİŞ)
Kalû Belâdan beri, vücudu muayyendir,
Işâ’ vaktiyle mahluk, sireti müzeyyendir. Yaratılmış her vücud, o gün tekrar haşrolur, Amelinde ne varsa, ulu orta neşrolur. Mîzan el-an kurulur, kıyam durur her nefis, Endişelidir elbet, sâhib-i ruh-u habis. Ticaret-i her neyse, hayat-ı dünyevîde, Görülür cümle hesap, hayat-ı uhrevîde. Ücretler verilecek, mükâfat yada ceza, Nihayet ayrılacak, mü’min kâfir hakeza. Ümmet-i Muhammedî, muhakkak Cennet seza. 28.09.2010 / Mühlheim am Main - Frankfurt Metin ESER Lügatçe : habis : Pek çok pis, daha murdar. En habis, berbad. ruh-u habis : Fesadcı, hilekâr, alçak tabiatlı, kötü, pis, berbad RUH. ışâ’ : * Yatsı zamanı. Akşam ile yatsı namazı arasındaki vakit. * Güneş batmasından ertesi günü fecre kadar olan zaman. Kalû Belâ : Cenab-ı Hak ruhları yaratıp, onlara Rabbiniz değil miyim, meâlinde: "Elestü Bi-Rabbiküm" buyurduğunda, ruhlar: "Evet Rabbimizsin" meâlindeki Kalu Belâ diye cevap verdiklerini bildiren Kur’andaki bir tâbirdir. (Bak: Bezm-i elest) kıyam : * Ayakta durmak. Ayağa kalkmak. * Ölümden sonra tekrar dirilmek. * Canlanmak. mizan : Mahşerde herkesin amellerini tartmağa mahsus bir adâlet ölçüsü olup, hakiki mâhiyeti ancak âhirette bilinecektir. muayyen : Görülmüş olan, kat’i olarak belli olan, belli, ölçülü, tayin ve tesbit olunmuş, karalaştırılmış. müzeyyen : Bezenip süslenmiş, ziynetli. ruh-u habis : Fesadcı, hilekâr, alçak tabiatlı, kötü, pis RUH. seza : Lâyık, münasip. Cennet seza : Cennet’e layık, Cennet’e münasip. siret : İç hali. |