Budala.......
davetimdir;Eyub’un kurtlarına
bağlanmışken eşek arısı çomağına dili biberli karargâhların çocuğuyum oldum olasıya….. bahane bulurum kaldırım ustalarına üçgenin yanına daire olmadı diye aralar kapansada,harç ile negatifi çıkmaz anıların mendilleri düşmez,sevdalıların….. çelik dövenlere akıl veririm soktuğunuz su,bulanık olacak kılav tutarken sertin mavisi başa inerken utanmayacak…….. çağırırım sürü klavuzunu yanıma; -kaç koyun saldılar sürüne -haneler bilir,benim neyime bizi onlardan farksız kılanlar sürüm sürüm,sürüne…… kes at olsun derim;mezar eşenlere lâkin hepsi neden aynı ölçüde elden ne gelir;kalıplar böyle köyde farklı,burası belediye adalet bu; eşiti eşitine……. kazanına ateş atanda benim İki ucundan tutanda kıl köprüsünün kafama takılıyor bir hesap; nizam-ı dümen’nin… ………………………………………..karışmak gibi olmasında; ………………………………………..bu kafa biraz budala ………………………………………..yekün evren ………………………………………..daim ileriye doğru giderken ………………………………………..neden bize doğru gelir ………………………………………...Andromeda……….Kasım. |