NE MÜTENAHİ
Kübra ŞENAL
I. Ruhumu roman sayfalarına sattım artık. Kim-im için değil, kimsemi yansıtan aynalar için giyinip kuşanıyorum. Akşam vakti beliriyor yıldızlar, köşesiz bucaklarda… Kulağıma yankı olan çığlıklarım, Dehlizlerde susuyor. Sadece çatlamış aynalara giyinip kuşanıyorum. Hayatın mürekkebini, Tiner adına çekiyorum, katı kanıma. Hücreme kapatıyorum hücrelerimi. Keşke bir camdan sarkan küçük olsam. Arkamda bana bağıran annem, düşmemden korksa. Ben de bir şey anlamadan, Melül melül baksam gözlerine. Hayatla seksek oynasam. Taşı atsam, sonra da çizgilerden atlasam. Alaturka çocukluğumda, fesatsız bi sefa sürsem… …sem …sem …sem… Hayatın semine içilme-sem Ve… Sadece pürüzlü aynalara kuşansam… II. Çatlamış demişken… Görünmez yalnızlığımın duygusunda cebelleşiyorum. Düşlerimin ikinci serisinde, beytlerimi yazıya tercüman ediyorum. Boşluğa adımlıyorum. Nefeslere soluyorum. Hangi telin notasıyım… Ne haberin sloganıyım… Nasıl ellere nasırım… Bilmem ki… Benliğime cevap, bensiz-im. Gözlerime içiyorum şarabımı. Güzel biri çiziyorum siyah kâğıtlara. Kalemime benzeyen her şey gibi duraklıyorum kırmızı ışıklarda. Her bir şeyimin başlangıcı ben, yine kendime lûgat oluyorum. Yeis bir çığlığa basıyorum kahkahalarımı. Sesin gürültüsü tırmalıyor kulaklarımı. Melankolik duygularımın eserine biçiliyor gövdem. Biraz bunadım, erken unuttum… Yaşadığım saatlerin sonrasını, Ya rüya, ya da hulya sandım. Zan-a çuvallıyorum… Birini çiziyorum aklıma. Sayfamın siyahına bürünmüş saçları, Ensesinde bitiyor. Masum silueti, gözlerimde yansıyor. Bir adam çiziyorum üryan nefesime. Hiç hissetmeyen kalbine köşe yazarı oluyorum. Ve bir adam gömüyorum kalbime. Tahtaları(m) eksik; Toprağı(m) az… Ben deliyim… Annemin şefkatine üşüyor ellerim. Elleri sıvazlıyor da sırtımı; Çizilen bir adama gıdıklanıyor iliğim. Bir çocuk ekiyorum yıllara. Tıpkı ben, günahsız ve masum… Günahsıza günah bir adam çiziyorum. Ayakta ölümü özlüyorum… Ne gölgeli, ne de gölgesiz; Bir adam çiziyorum… Kübra ŞENAL |
hoş bir anlatım
hızlı okudum ama tekrar döneceğim kopyaladım çünkü
keşke satırlar ibraz kısa,
ve şiirde bölümlemeler olsaydı inanı çok daha güzel olurdu