HÜZÜN DALGALARI
HÜZÜN DALGALARI
Bir sonbahar hüznü var ki içimde sorma ... Dövüyor dalga ,dalga Yürek sahillerimi … Yalnızlığım devleşiyor gittikçe. Kalabalıklar içinde ,gökdelenler misali . Duvar ördü dört yanımda acılar Korkuyorum ölesiye,uçup gidecek diye Can kuşum kafesinden … Duygularım alabora denizde, Hüzünler akrep gibi , Zehirler bedenimi ve düşlerimi Kör bıçaklar saplanır . Kalbimin ortasına , Kanadıkça sarılır boğazıma . Bir kızıl yangı… İşte orada , Çıplak ayaklı , Gülüşü kuytuda saklı , Bir çocuk ağlar içimde , Cam gibi kırılgan , Narin mi narin . Korkarım dokunmaktan… Bu gece ,yerden göğe Bir baykuş çığlığı yükselir Hayatsa kör pencere … Hüznüm ışığımı alır , Götürür uzaklara . Bana tortusu kalır acı biber tadında … Gökyüzünü eşkiyalar kuşatmış . Güneş firarda mı ne ..? Yıldızları toplayıp, Hüzün ekmişler yerine … Uzattım ellerimi Doğurgan seherlere , Tutunamadım güneşe … Çiğ düşse ellerime , Baharı müjdeleyen. Yağmur başlasa birden, Süzülse gözlerimden , Gökkuşağı renginde . Mutluluk sırılsıklam , Dokunsa yüreğime Arıtsa hüzünlerden beni bu gece … Bir kedi yavrusu gibi , Sokulsam kucağına usulca, Dayasam dudağımı ,hayat tasına , İçsem kadehinden meyi sarhoşluğumda Şiirim gelse … Tutup elimden , Götürse beni yitik sevdalara Bu kısır döngü bitse , Hüzünler çekip gitse . Giyip can yeleğimi Kulaç atsam yeniden Sevgi denizlerinde … MELAHAT ÇETİNKAYA |