İNSANA SUSAYAN BİR ŞEHRİN YAKARIŞI
Güneşin doğumu sancılı,
Beton ormanları deliyor zehir gibi... Yosma kaldırımlar var ıslak vücutlu Nice adımların ayak altı olmuş Yerle bir... Bank aralarına birikmiş ’bekleyişler’. ’Gelecek zamanlı yeminler’ kalmış Yankılarda. Şimdilerde ıslak ekmekler küflenmiş Kuşların bile terk ettiği bu çatısız diyarda. Gözyaşının ucuza satıldığı bu şehir Buz tutmuş ağlamaktan. Kabuk bağlamamış yarası,nemli Kırmızı yağar yağmurları Kan kokan bulutlardan... Evlere misafir olmuş ’sessizlik’ İkindi çayında demleniyor... Bahçelerin tekli koltuklarına Gri kediler kurulmuş Kirli... Yarı dışarıda cam kenarı saksıları İntihara meyilli... Kahverengi olmanın azabında Kuru topraktan dileniyor güneşi. Topuk sesine kızgın değil bu şehir Aksi ihtiyarların Acemi sevişmelere sopa atmalarını özlemiş Sözleriyle. Toprağına umut ekiyor sokak aralarının Belki bir yürek Filizlenir diye... Nurhan Ulukan |
ılık ılık yalnızlığı akıttı gözlerime
yerine çok yakışmış
Tebriğimdir can-ı gönülden.