Sen BacımNeydi bizi ansızın alıp bizden götüren? Neden benle yolunu araladın sen bacım? Beni çöl güneşinde kızıl kuma batıran? Neden garip gönlümü çıraladın sen bacım? Yaşım kırkı devirdi benim de bir düşüm var, Şu dünyada bitmeyen yarım kalmış işim var, Kırk yerinden kırılmış sızlayan bir dişim var, Gözümdeki fer’imi karaladın sen bacım. İnsanız daha şurda bilmem kaç yıl yaşarız, Belki birden ansızın bir köşede düşeriz, Kaderin ateşinde günden güne pişeriz, Kem sözleri peş peşe sıraladın sen bacım. Ana baba diyorsan benim de anam babam, Senin mi sade sılan, benim de köyüm obam, Mutluluğu tatmaktan başka yoktur bir çabam, Yıktın gönül köşkümü, paraladın sen bacım. Neden bir olamadık, neydi bizim suçumuz? Oturup konuşmadık bir arada üçümüz, On yerinden ağardı tutam tutam saçımız, Hakareti peş peşe sıraladın sen bacım. Bırakalım öfkeyi, dargınlığı, kemliği, Atalım bir kenara cehaleti hamlığı, Gösterelim âleme, vefayı, adamlığı, Dedim diye kalbimi yaraladın sen bacım. Bilirsin beni bacım severim seni candan, Son sözüm şudur; Mevla, ayırmasın imandan, Hayır gelmez kimseye inan öfke, güman dan, Gözlerini boş yere dereledin sen bacım. 24.07.2010 Kütahya |
Gardaşım, Silah Arkadaşım,
Kıymetli Ozanım,
Bu şiirin içindeki tüm duyguları ben de yaşadım, lakin bu şiiri ben yazsaydım, bu kadar derin ve bu kadar güzel yazamazdım.
Hatıra andız tespih hâlâ elimde, haberin olsun.
kalemin var olsun Aziz Dostum.