DOĞUNUN ŞAİRLERİ
Hilmi Yavuz’a
Doğuda şair olmak Ekmeği hüzne banmak gibi Bir dağ türküsü Acı kaval sesi Ve hoyrat akşamlarda Gönül titremesi Doğurur şiir Küskün kır çiçeğine Ayaklanır şehir Bağbana sor Gülü kanatan kim Su başında Gönül tutuşturan Yalınca bir İbrahim Akşamın rengi akkor Göğün mavisi sevda Doğuda şair olmak Gülün ateşinde yanmak gibi Bir dağ görse sinesi yanık Ferhat’ın elinde külünk Yarar sevdayı derinden Kuşlar semaha durur Ölümler gelir gider Şirin’in elleri üşür Ayrılığa kar düşürür Serçenin düşünde bahar Sis kaplarsa yaylayı Gönül akar sularca Her sevda Mecnun iken Kim anlatır Leyla’yı Burada zamanlar kuşluk Vakitler daha diri Daha yâr Tenhaca dağ başında Renginden sıyrılır toygar Gözeden içer şiiri İncedir yağmurlar Elif gibi Kırkikindi eleğimsağma Sıçratır kıvılcım Göğü öper bulutlar Doğuda şair olmak Dağlara yaslanmak gibi Kakma sedef kutusu Şiir beyaz kanaviçe Sözü topla şehirden Aslan kükremesi de ekle Nef’î çıkar şiirden Periler oturur bacalarında Sarı toprak yamaçları Kızıla keser türkü Kilim dokur kızları Aşkları birer mani Çıkar gelir uzaktan Sazı omzunda Sümmani Gök boşaltır sevincini Bulut daha doğurgan Daha anaç Süt mü dolu memeleri Çağıl çağıl ırmak Suyu çoğaltır kar Deniz yok ki Mısra nereye akar Göze şarap gözler saki Sarhoşluk hangi çağdan Aşka tiryaki Say ki Sevmek minnet ihsan baki Sevda sarı perçemli güz Saçlarını dağıtan kim Biraz ben biraz öteki Doğuda şair olmak Sonsuza uyanmak gibi Mehmet ÖZDEMİR Değirmen Dergisi-Eylül 2010 |