GECENİN SİYAHI
Dün akşam,
Alel acele kendime bir sofra Bir kavun,azıcık beyaz peynir Ve buz gibi bir rakı koydum masama Hafiften de bir poyraz esintisi tuttu Rakıyı doldurdum kadehime Yanlarım bomboş Haydi şerefe diyecek kimse yok Bende; Kaldırdım gökyüzene Yıldızlar ışıl ışıl Şerefe deyip vurdum kadehin dibine Aşağıdan Garip’in homurdanışları Rakı varya, kesin mangalda vardır diye düşler Kemikleri hayal eder gözlerinin önünde uçuşur İş olsun diye bir iki havlar Ve çekilir kuytusuna gecenin. Yarılamışım şişeyi, Kavun da kavun hani bahçeden koparmışım Beyaz peynir bakkal Ethem’den Hakiki inek ve keçi sütü karışımından Lezizmi leziz. Bir fıkra aklıma geliyor ve gülümsüyorum geceye Boşanma davasında davalı erkeğin savunmasıdır bu, Hakim bey !İçkim rakı,mezem beyaz peynir ve kavun, Bir iki üç aynı sözcükler ve basıyorum kahkahayı. Çünkü bende aynı yaşlardayım şimdi. Hakimbey, içkim rakı,mezem beyaz peynir Ve kavun. Alemcilerin en müstehcen fıkrasıdır bu Gece iyice çöküyor Orhanlıya Dinginmi dingin bir ortam En yakınımda Garibin havlaması Cırcır böcekleri ve kurbağalar Başkaca da çıt yok Tam hayalimdeki şehrim Sessiz,sakin ve de dingin Gecenin en siyahı üzerimde Ve bakıyorum şişe boşalmış Yine güzel bir gün’e uyanmak üzere Her şey, herkes en güzel uykularını çekiyor Ben geceyi teslim ediyorum ala şafaklara 06/09/2010 saat 04.05 Orhanlı Köyü/Seferihisar Vural Atak Çamlıgil |