sesimin ulaştığı tüm cephede hür sözüm ve bıçkın göğüslerde uzun karlı akşamlar kayda geçirilirken Altay yanığı yüzüm semâyı omuzlayan her yaramdan gül damlar yürürüm şu sipersiz coğrafyam dar içimde ey Türkistan, yürürüm; bir seyir var içimde
yağar burkutlarımın çelik temren pençesi sabır tasında obam ünler Rus’a Çinli’ye ve kuşluk vaktine dek bütün kuşların sesi bir ağız tanrı birler solgun kara dinliye yurdumda zürriyetim köşe bucak ay Hüdây ne kaçak eyle beni ne de yüke say Hüdây
elbette ki bağ boğum ırkıma dolanda toy şahlanır sayatlarım saylarda misil misil orta kuşak yuğlarda alazlanır cümle huy gözyaşlarımla büyür ala yunak bir nesil andolsun yedi göbek yedi düğüm o güne Böke Batur öğüdü öğüttüğüm o güne
harsımla secdelerim anamın ak sütünü gürlerim Köktogay’da ümitler gülüştükçe asrı ekmekler cengim; kara örtüsü tünü kara saçımdan çekip toprakla bölüştükçe nice tohum çatlatır kıra yatık kaşlarım nice düşman eceli kara çatık kaşlarım
pusularım puslanır avuç içim bembeyaz ölümler beğenirim bin yıllık betiklerden takvimsiz renklerimi şakırdatır da ayaz tutunurum sabrıma sabırsız tetiklerden düşen benim kalkan ben delik deşik gövdemle dağları kürür gölgem bala-beşik gövdemle
ey Türkistan, yürürüm; damar damar nârına kanımla imzaladım ben kayıtsız kinleri yarına sere serpe bir tomurcuk kârına adak verdim adadım, kadın erkek binleri hürriyetim imânım, düşse sızım kaldırır imânım; düşsem bir gün, oğlum kızım kaldırır
Gez Kurt’ta ekimlerim tutanaksız ve koçak evime evdeşime çekik gözlerim pusat göç yollarımı tutar kır soluyan her saçak ve kıpkırmızı tuğum baskınlarımdan hasat zeytin zeytin yeşerir meş’âleler yağıya rüzgâr yalayan atlar al yeleler yağıya
avuçlarım uzanır aksungur tüneğine yaslanır çiçeklere koynumun sapakları yer yatağı düşlerden her taşın beneğine bir ok gibi saplanır yorgun dizkapakları bin yadıma bir adım yurdumu alır adım ey Türkistan, yurdumda isyancı kalır adım
kurt ulumalarında başım esrik ve aylak günbatımını bekler ayağı yalın yamaç sallar ufku kökünden gözlerime basarak çifte büklüm yapraklar yeşil dallar gür ağaç kanat açarım vakte han-saraylar ardımda çoğul söylencesinde dolunaylar ardımda
ala sayvan avlakta nimetim süreğime yıldırım gibi inip diz çöktürdüğüm belâ devrânı yazıt yazıt işlerken ereğime kolumu kulağımı doğrar sarı istilâ cihâna açan benim bende açan Kamambal boyun verdiğim hâlde benden kaçan Kamambal
odlanır yüreğimde akar da billûr billûr tarih boyu eziyet bitmek bilmeyen kıyım bilmem hangi atlasın ortasına düşen nûr bilmem hangi böceğin taptazecik rızkıyım? Urumçi sokakları kokumdan tanır beni, ölmedim ben ölmedim öldü mü sanır beni?
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir.
Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
İslâmoğlu Osman Batur şiirine yorum yap
Okuduğunuz şiir ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
İslâmoğlu Osman Batur şiirine yorum yapabilmek için üye olmalısınız.
Fransız İhtilali'nden bu yana Yeni Düzen(ler)in kendi kendini tayin eden amirleri bazen aleni bazen imalı "Türk'e özgürlük fazladır" demişti. Emin Resulzade, Osman Batur, İsa Yusuf Alptekin gibilerine de bunun çilesini çekmek düştü. Mekânları cennet olsun. Kaleminize ve yüreğinize kuvvet Hakan Bey kardeşim.
ala sayvan avlakta nimetim süreğime yıldırım gibi inip diz çöktürdüğüm belâ devrânı yazıt yazıt işlerken ereğime kolumu kulağımı doğrar sarı istilâ cihâna açan benim bende açan Kamambal boyun verdiğim hâlde benden kaçan Kamambal
odlanır yüreğimde akar da billûr billûr tarih boyu eziyet bitmek bilmeyen kıyım bilmem hangi atlasın ortasına düşen nûr bilmem hangi böceğin taptazecik rızkıyım? Urumçi sokakları kokumdan tanır beni, ölmedim ben ölmedim öldü mü sanır beni?
dost harika bir şiir gönlün derinliği ve yüreğin güzelliği sağ olsun tebrikler ...sevgilerim gönlüne...
Ne Altaylar ne Tanrı Dağları Osman Batur gibi bir kartal görmedi. O özgürlük mücadelesinde gücü bittiği için değil, cephanesi bittiği için esir oldu ve hunharca kurşuna dizildi.
her mısrada damla damla her kıtada hüngür hüngür..
Şiir için ne denilebilinirki, ne denilse kifayetsiz kalacağını
bildiğimdendir, dokunmam şiire dokunmasınlar şu an bana..
Yazan kalemi, dünyayı içerisinde barındıran yüreği vede bu
emsalsiz eseri tüm yüreğimle kutluyorum TEBRİKLER
yunus karaçöp..yudumyunus