İki Gözüm (Mektup)İki Gözüm ( Mektup ) Ey ayşafağı gözlü, seher yüzlü Bektaşi Güz gülleri oldu göğsünden havalananlar İpine sarıldıkça yalnız kaldık. ‘Derviş Sabrı’ dedin “Ecelsiz öldürüldük. Dövüldük, vurulduk, asıldık. Vurulduk ey halkım, unutma bizi…”* Ellerinde yanar döner kuşu Kimi kime şikâyet edeyim?.. Mendil mi açalım? Ey velilerin Veli’si, kapımsın uzat yüreğini!.. Veli’m gördüm!?.. Taş koymuşlar hayata! Düşen kim? Kırmızı çizgilere takılan, üvey evlat bizim Bektaş… Duvar kırılmış, ulus çatlak, kafa patlak Sıvası dökülen harlı yüz, kanar ha kanar Kavalcı** ise, boyar ha boyar… Gülde izi kaldı kırılan düşlerin Elde var insan! Oysa, vuslat gülsüz kalmış Ver elini imgesel yüz, düşün imbiği, dost şaman derviş. Ey sesinden öptüğüm ateşi sağan aktöreli Bilge, geldim İlkel duyguların aşılamadığı, yaşamsal değerlerin yozlaştı hayattan Acının koyağında, gölgesiz yüzüm sonrasız kaldı Kalıbımın içini dolduramıyor hiçliğim. Gün eğrisi yüzle şıkır şıkır işsizim. Söz yoğuran akıl ustası ; seni Bize velimseten aklın temeli, düşüngüye sığındım İlim iklimiyle yağmurun gelsin, içim ışısın. Ey şiirsel duruşlu, gök desenli Hünkâr; aydos! Acıyı teninde hisseden, ölümü çoktan öldürmüş Kul olsak da; güzlendik, acımızın darasına al Güler yüzlü iktidarın yoklar hanesindeyiz Sana açılan kapılara yağmurla gel, kırışığı açılsın kalbimizin Kurtar gömülmeyen yanlarımızı, bir daha başlat Değişsin HacıBektaşlı yüzlerin iklimi. Zamane rüzgârlarla yalımlanan acıları duy! İki gözüm. *- Uğur Mumcu **- Politikacı |