demişsin...
demişsin
zamanın ötesinden bir ses gibi inlemişsin nefessiz ızdırap kokmuş hava bir ceylan sekmiş bir çakal ulumuş demişsin ki " bu yürek seni unutmuş " demişsin ya bilememişsin zaman acıtır görmemişsin her söz sitem ötesinde yürek ağıtıdır. "silik gölgeler gibiyim" izinden yürüsem sana benzemiyorum kendime takılsam kahroluyorum "gölgem düşmesin diye yerlere güneşi kovuyorum" zifirden zifirim şimdi anlamıyorsun. bak gözünün dediği her şey düşmanım kıskanma diyordun ya oysa ben kahroluyorum. "gelsin elimden alsın seni ’ aşk ’ın kudreti varsa..." yangına baş uzatmış bülbülün figanı gülemidir sesinemi bilinmez bilinen şen sesinden hüzün yumakları süzüldüğüdür. "aşka cennet diyordun, öyleyse ben neden yanıyorum..." sen hüzün şehirlerinin peri masallarında saklı düşlerin ezgisini ezberliyorsun ben şiirlerin kuytu köşelerinde hecelerde ağlıyorum muzdarip bir sesleniş bu kederli "umuttan öte aşk varsa eğer, aşk diyorum umuda sırt dönüyorum" çünkü sen aşkın cilvesi gibi " kader " oldun " kede r" oldun yüreğime oturdun bilmem ki mutlu musun!? |
ceylanlar ve bülbüller...ölmesinler.hiç