Ayıp değil
Hasret!
Her su başını hasret masalı yapan ayrılık. Etrafın billur kadeh şıkırtaları, Bir yanda sen “körpem”, Bir yanda seçtiğim yolun olanca ağırlığı.. Pınar perisi olsan da hasret dedirtiyor, gitsemmm! Gitsem! Ayıp değil bu hasret iki gözüm, ayıp değil. Bir yanda sen, yeni zaman güzeli. Bir yanda İstanbul, eski zaman güzeli. Oysa, İstanbul’da sonbahar.. Demem odur ki, ben; Akşamları hep oraya döndüm. Rüyalarımı hep orada gördüm. Orada sünnet oldum. Orada dayak yedim. Orada doğdum.. Bütün hayat nazlarını orada tattım. Hisardan kandilliden vapurla döndüm. Sevgili iki gözüm ; Ayıp değil bu hasret. Ayıp değil. Ama hasretten ölmek de ayıp değil.. Demem odur ki, İzin ver gideyim Öleceksem, Bildiğim en güzel kubbenin altında öleyim.. |