SANKİ SEN...
Seni sevdiğimi haykırırdım ıssızlığın koynundaki dilsiz duvarlara
Duvarlar dile gelirdi titredikçe yüreğimin acı çığlıklarında Sen... Sessiz bekledin sisli, karanlık gecenin ardında Sımsıcak yüreğini saran soğuklukla, sanki mutluymuşçasına Sensizliğin sonbaharında yorgun yüreğim dalga dalga Sanki sen... Gözyaşlarımla beslediğim denize teğet uçan beyaz bir maytıymışçasına Sana ulaşmak isteyen yüreğimin inatçı dalgaları büyüyüp kabardıkça Sen asi başını çevirdin bilinmez uzaklardaki bambaşka ufuklara Sonra... Zaman ve düşünceler ve herşey kirlendi geçen günlerin kara kışında Ve... Martı da... Bembeyaz martı seçilmez oldu sisli günlerin kirli sabahlarında Sanki... Martı hiçbir zaman bembeyaz olmamışçasına Sanki... Şimdiki zaman hiç geçmişe ait olmamışçasına Ve belki sen... Hiç yüreğimde yaşamamışçasına İşte öyle çaresizdi zaman geçen günlerin acımasız kucağında... SERAY ANIL, 2007 |