Sen Ruhumdaki Vuslatsın
Kırık su parçacıklarına uzattım ellerimi
Yaralı gönlümde korsan öpüşlerin izleri Gecenin surlarına tırmanıyorum sessiz Iraklarda bir düş salıncağı, gidemiyorum Ruhumun sularında bir kadın yıkanıyor Talanlanmış cemreler ekiyorum toprağa Birbirine sokulmuş düğümler gönlümde Aşk düğünleri ruhumda, eşlik edemiyorum Bir şair dörtlüğü duvarda, mayası hüzün Çevirdim yönümü acıya, sanadır yüzüm Bölündüm kendi içimde, yuvamdır göğsün Üşüyorum bekleyişin odasında bu mevsim Tuzlar ağmış aklımın bordasına, rotasızım Kırbaçlanmış arzuların kamarasındayım Dudaklarımda kabir azabı, şaşkın rüzgârım İsyanın kentlerinde ben yalnızlığa aşinayım Bir yel eser az sonra keşişlemeden, sana üşürüm Vebali ödenmemiş aşkları kendimle bölüşürüm Kaygımın diş gıcırtılarıyla uyur, uykularda ölürüm Nicedir gelmediğin rüyalarımda sana bölünürüm Sapla bağrıma gözlerini, korkumun suçlusu benim Asırlardır acıkmışım sana, sen soframdaki ekmeğim Unutulmuş sevişmelerin odalarında üşümüş tenimsin Umursama ağlayışlarımı, say ki yeni doğmuş bebeğim Sana susuzluğumdandır dudaklarımdaki sonsuz yangın Sevdanın okyanuslarında ay düşer tenime, aşktır adım Mahrem sancılarca sokul tenime, ayağımdaki prangasın Gamlı bir seher var heybemde, sen ruhumdaki vuslatsın Selahattin Yetgin |