Takvim Yaprakları...
her sabah
uyanır uyanmaz perdeleri aralayıp pencereleri usulca açarken kokun dağılır günaydın der gibi kokun, odamın dağınıklığına içime çekerim sonra her sabah yaptığım gibi bir nefes ve bir nefes daha... çiçekleri suluyorum sonra çiçekleri kahvaltıdan önce biliyormusun ? bu aralar hep beyaz bir gül konar pencereme perdeleri her araladığımda ondan mı bilmem ama ? her sabah başka bir özenle kokluyorum... bu sabahta olduğu gibi. sonra bahçede kırmızı ve diğer güllerin boyunlarını usulca büktüklerini sezdim aman kıyamam... ama, ne yaparsın en son beyazlar içinde görmüşlüğüm vardı ki o günden sonra bütün beyaz güller gözümde canlanır bir melek gibi... bugün günlerden salı ve takvim yaprakları beş ağostos’u gösteriyor sanki hiç koparılmamış gibi duvarda öylece oysa aradan yedi yıl sekiz ay,evet yaklaşık sekiz yıl ama kahretsin ben hala neden aynı sahnenin tozunu solumaktayım... evet yaklaşık sekiz yıl önce bir düğün konvoyunun önümden hızla geçişi gibidir takvim yaprakları şimdi ama bu sefer koparamıyorum nedense koparamıyorum... |
hüzünlü dizeler ve sormadan geçen zaman
güzel anlatımdı saygı duydum yazan kaleme