Köprü altı çocukları
Ben sizlere benzemem,
Farklıdır benim dünyam, Bana sorulmadan belirlense de kaderim, Doğan her yeni günde, Şansım ha döndü ha dönecek diye, Umut ederim. Belki saçlarımı okşayacak bir el, Nerde kaldın diye kulağımı çekecek, Babamda yok… Başımı koyduğum kolumda ana sıcaklığı bulurum. Alışkınım hayatı böyle yaşamaya,çünkü Ben köprü altı çocuğuyum! Şikayet edemem kim dinler ki beni? Birkaç arkadaş bulursak sıcak ekmeği, Bir gece daha doymuştur karnımız, Yeknesak hayata meydan okuruz. Zor zanaattır bizimkisi… Biz köprü altı çocuğuyuz! Kıvrılıp yatar kapatırım gözlerimi, Ben, başka bir ben olurum. Doğuştan hüküm giymiş olsam da, Müebbet değildir kaderim, Bir gün mutluluk benimle olacak Elimden alınmış olsa bile hayallerim. Kendime ait odam, sıcak yatağım olmadı Üşüdüğümde üzerimi örtecek, Sabah kalktığımda günaydın diyecek, Kadife sesli anamda yoktur. Bu gün neler yaptın? Derslerin nasıl diye dizine oturup, Sorgulayacak babamı da tanımadım Olmadı işte,hiç olmayacakta. Ne çok yoklar varmış hayatımda. Yüzümü gökyüzüne çevirdim, Saatlerce yıldızları izleyip, Kalabalık içinde kaybolan, Yalnız gezen onlar mı? Yoksa, Bir benmiyim diye içimden geçirdim. Göz kapaklarım ağırlaştı… Uykuyla hayal arası gidip geldim. Çok sırlar vardı bilmediğim çözmek istedikçe düğümlendiğim. Birazdan sabah olacak. Güneş kulağıma eğilip, Kalk koca oğlan tembellik yapma diyecek. Bende… Her zamanki gibi aynı adreslerde gezineceğim. Mis gibi simitlerin güzelliğini, Uzaktan seyretmekle yetineceğim. Sonra beklide sıcak bir çay! Ve bu eserin son notaları da tamamlanacak. Yıllarca dillerden düşmeyen, Hüzünlü bir şarkı olacak. Beni… Ben gibi olan, Köprü altı çocuklarının hikayesini anlatacak. |
UMUT ve DOSTCA