Şifa Niyetine
Yüzümü tuza yaslıyorum
Denizin şifa veren tadına En iksirsiz duamla yakarıyorum Sesimi bulut siyahlığına gark eden Uzun ve yılgın dinlencelerime Öteden beri Öte den beri ye atılmış Bir öte beri gibi duran kalbimi Aşkın sarraf zarafetine terk ediyorum Ellerim dokunduğu her şeyden Yüzüm dönüştüğü her zeminden çark ediyor Eşyanın doğal elenişine doğru Her yıkıntıda kollarım kesilip Her selde ciğerlerim suyla dolup Bir enkaza dönüşürken Ay gecemin siyah yüzündeyken Kanarken kısa kemiklerim Zamana ölüme ve tanrıya doğru Yüzümü eksik yarım bir şifaya Sesimi dolgun bulutlara yüklüyorum ki İnzalden payıma af düşsün Bir anlama bürünsün aşk-ı güzâfım Gece kokulu adamların Çökük kırçıl yüzlerinden Ezgiler derlemeyi bilir çünkü Ayağı suskuyla bağlı esaretim Bir de kadınlar görseydi Ayın sabahtan âr edişini Denizin şifasız maviliğine Dökülüşünü yıldızların Bir de çocuklar bilseydi Hayat tek bir düzlem üzre akıp gitmekte Ve sersefil bir ihtiyaçla bağlıdır her anne Gözyaşına Bir de biz bilseydik Gecenin Tarumar bir endişeden ibaret olmadığını İklimler deviren bir fetih Bir yakamoz kokusu olduğunu ardı ardına Ak yüzünde sabahın Kısık sesli bir cücedir artık Nemden ve iştahtan kesilmiş Kuruyup çöle dönmüş keder Ve şimdi ağlamak Yaslanıp yas tepelerine Yaslanmak zamanı ki Tüm ışıklar suya kavuşsun Tüm şarkılar Zafer marşlarına Kalbimi suya çiziyorum En tuzlu bakışına nakş ile Kalbimi Bir erkek haykırışın tuvaline Bir inleyişin ince zarına Işığın aşka dönüştüğü O girift zemine çiziyorum Uzak sesler kesilsin Artık yarım yamalak bir söylevdir Elimizden hücrelerimize dökülen huruf Ve andolsun melek kanatlarına ki Ben tanrının nefesiyim Benim de babamdır Habil’in babası Hüznüm annemin kalbinden tevarüs Kılcallarıma kadar direniyorum Zamanda eskimekten Akşamın vedasına Passız şarkılar sunmaktan kaçınıyorum Vukû-u gayr-i kabil bir cinayetim zira Habil’in babasıdır benim de babam Andolsun yerin çatlayan zeminine ki Ben kuruyup çöle dönüşene dek Gökte ay çizimleri kadar mavi Yerde arz resimleri kadar yeşil Suda saydam bir geçirgenlik kadar şeffaf Olana dek Sustalı bir susmanın Kurulmuş mekaniğiyim Hangi kıyısında sussam gecenin Diğer kıyıdan çığlığım yükselir Bedelsiz isyanları geçtim Ebabil pençesinde taş olsam yeter @.. YirmiüçAğustosİkibinon Şükrü ÖZMEN (Şair Ressam kardeşim Baha Öztop’a çalışmasını kulanmama izin verdiği için :) minnet ve şükranlarımla.. @..) |
Ben kuruyup çöle dönüşene dek
Gökte ay çizimleri kadar mavi
Yerde arz resimleri kadar yeşil
Suda saydam bir geçirgenlik kadar şeffaf
Olana dek
Sustalı bir susmanın
Kurulmuş mekaniğiyim
Hangi kıyısında sussam gecenin
Diğer kıyıdan çığlığım yükselir
Bedelsiz isyanları geçtim
Ebabil kanadında taş olsam yeter
Özgün ve çekici güzelliği kutlarım.
Selam ve saygılarımla.