Hükümsüz Sevda
ilam tahtasında asılı duruyordu
tüm geçmişi ve altında hükümsüzdür sözcüğü henüz inmişti darağacından sevdanın hercai yüreğinde közlerin tütsüsü gözlerinde sönmeye yüz tutmuş aşkın büyüsü nice masallar dinlemişti gökyüzüne uzanan oturduğu iskemlesinden kalktı elleriye bir şeyler çizdi boşluğa başını sağa sola sallarken kolları koparcasına düştü iki yana bakındı durdu ufka irkildi birden sarsıldı defalarca aradığını bulmuş gibi sonra uzandı yere boylu boyunca tükenişinin resmiydi tavandaki gölgesi son kez yudumlarken havayı yüzündeki tebessüm asılı kaldı boşlukta Kenan Ziya Akbaba |