Olta
Arsız dalgaların
kıyıları dövdüğü bir anda elinde oltayla denizi yoklayan bir adam görünür bir adam daha saat sabahın beş’i ve olta her sallandığında derinlerden bir şeyler yüzeye doğru çıkarılır bir şeyler ve sonra oltanın ucunda derin bir yalnızlık belirir kara her göründüğünde. ama istemeden de olsa bir kova dolusu ayrılık birikiyor işte ayrılık, geçmişten bugüne... sonra birden bire gözden kayboluyor kasketi gökten kesik bir başın gülümseyişiyle oysa her sabah aynı manzara biraz deniz biraz da umut... ve oltaya takılan hep aynı deniz... |