ÜÇ..
Bir susuzluk salgılarım
Dumanı bitmeyen bir küllükte aciz.. Yıldız kaydı sanar gözler gökyüzüne bakarken -teknolojiden masum- Üç ışığı olan bir gezegen olduğunu anlarım.. Sarı ışık pembe camda yanıp söner.. Daha kapanmamış fırından bozma bakkal Üç tane göbekli atlet.. Şehrin çakma koltukları üzerinde Pamuk şekerden mahrum bir beden.. pet şişeleri acımasızca ezen taksiler.. Ve Cansu ne yaptı biliyor musunuz ? Burnu akarken mendili bitti eliyle sildi ve elini yıkamadı Ne kadar iğrenç olduğunu genç kızlar bilirmiş.. O hala doğallık saflığında.. ’Canım çay istedi’ ne özendirici cümledir Çay kaşıklarında sabun lekesi varken bile.. Koca kız içten içten öksürür Kendisi rahat ama ciğerleri isyankar.. Bir müzik aletim olsa ona bir beste yapardım Var da.. kim çalmasını öğğretecek.. Kim yorulmuş ki bu egzoslardan Kim sitemli ki gecekondulara.. Kim bunalmış şehir gürültüsünden.. Organları küçülen üç senelik Fulya mı? Ona sorarsanız yaşamından pek memnun.. Kaldı ki Kars’lı Nafiye teyze.. O gerçekleri bizden daha net görür.. |