ÇINAR AĞACININ MASALI
ÇINAR AĞACININ MASALI
Asırlık bir çınardı o ,kadim zamanlarda. Şifa ırmağınının dibinde, dal budak salmıştı dünyaya Yolcular gelir konaklardı gölgesinde. Hastalar,ırmağın suyudan içer,can bulurlardı . Milyon yıl önceydi,iki yolcu gelirdi sıkça soluklanmaya Birinin adı Yaren’di,diğerinin ise Mavi Birbirlerinden habersizdiler iki yolcu Onları yalnızca asırlık çınar bilirdi. Adı üstünde;Yaren yarenlik ederdi çınarla. Sıkıntılarını anlatır ferahlardı çınarın gölgesinde. Çınar konuşamasa da yüreğine ferahlık salardı Yaren’in, Kendi yüreğinden. Severdi onu çınar,ne de olsa Yaren’iydi o onun Mavi ise çobandı. Ara sıra uğrar ,soluklanırdı gölgesinde. Aşıktı Mavi’ye yaşlı çınar. O gölgesinde serinlerken,alev alev kavrulurdu yüreği. Hergün gelsin diye yollarını beklerdi. Asırlar,asırlar sonra bir marangoz Yaşlı çınarı daha asil bir göreve atadı. Kesti,biçti,işledi incelikle Otantik bir köprü inşa etti yaşlı çınardan Yalnız bilinmez nedendir,marangoz bir sabır taşı yerleştirmişti tam da köprünün kalbine Görevin bu taş çatlayana kadar köprücük demişti ayrılırken... Anlamını çözemese de görevine dört elle sarıldı yaşlı çınar. Köprülük edecekti artık... Zamanlara,mekanlara ve insanlara. Kavuşmalara imza atacaktı. Ne de haz veriyordu yeni görevi. Ve ne büyük onurdu ona bahşedilen. Her kavuşmada o da havalara uçuyordu sevgi dolu insanların kucaklaşmalarıyla. Gün oldu ,devran döndü... Yaren geldi bir kıyıdan. Karşı kıyıda koyunlarını otlatmadayken Mavi çoban İlk defa sanılır ama ilk karşılaşmaları değildi bu Yaren’le Mavi’nin. Her biri çınarın gölgesinde konaklarken imzalarını bırakmışlardı ayrı ayrı Ruhları aşinaydı birbirlerine. Köprünün üzerinde oldu karşılaşmaları iki eski RUH’un Çınarın köprü,köprünün kalbi OL’duğunu farkedemediler En mahrem oyunlarını oynadılar köprünün tam da kalbinin üzerinde. Sabır taşının... En son görevi buydu çınarın En zor görevi buydu. Yarenini sevgiliye sunmak. Ah bir konuşabilseydi. Ah bir anlatabilseydi kalbinde şişip duran sabır taşını Belki oyunlarını başka yerde oynayacaklardı Ama sabırtaşının etkisi midir bilinmez,sustu yaşlı çınar Şiştikçe şişti sabır taşı yüreğinde. Aslında Yaren tanımıştı çınarı. Asırlar önce dert ortağı olan yaşlı ağacı Bir ara Mavi’ye söz edecek oldu. O benim CAN’ımdır,sen de onun CAN’ısın diye Bunu çınara yapamam diye. Susturdu Mavi dudaklarıyla Onu: Sen sadece kendinden sorumlusun Üzüldüğün şey sadece bir ODUN... Kozmik mizah odur ki Dünya Tiyatrolar Günü’nde oynandı bu oyun Üstelik ,yaşgünüydü o gün,yaşlı ODUN’un.. Ve ansızın,büyük bir gürültüyle patladı sabır taşı. Önce sevgilileri de aldı bir yangın telaşı Son kor da küle dönerken,yıkılıp gitti çınar Ardına bakarak ,gözleri yaşlı... 11.08.2010 |