VİRANEYİM
Desem ki; sen hiç sevmedin
Sevdayı hiç bilmeden geldin bana Gönül soframda en güzel yere oturmuşken Darmadağın bırakıp da gittin Desem ki; çırılçıplak geldim sana Yalanı olmayan kocaman sevdamı yüklenerek Bir çocuk saflığında yüreğinde güller açtırmaya Kaçarken vuslatı sırtından hançerleyip Anlamsız nedenlere sığınmayacaktın Desem ki; sen cehaletin kuyusuna düşüp de geldin Mademki tarifini bilmiyordun aşkın Gönül soframa neden oturdun Ben Kerem oldum, ama sen Aslı olamadın Oysa öyle bir zamanda gelmiştin ki mutluluğuma mutluluklar katmıştın Ve öyle bir zamanda gidiyorsun ki, ecelime davetiye veriyorsun Ne sana kızıp vazgeçebildim Ne de gönlüme, taht kurmana izin verdim Öyle bir açmazdayım ki, sana nasıl kapımı aralayıp buyur edeyim Yüreğim, senin sevginle doluyken, Ben bile dışarıda beklemekteyim Senin gittiğin günden beri Aşkın pazarında, altın kafeste hapisteyim Gece alınır, gündüz satılırım Senin yokluğunda; ben çok çaresiz, bir o kadar da viraneyim. Ünal TÜRKOĞLU |
mutluluğuma mutluluklar katmıştın
Ve öyle bir zamanda gidiyorsun ki,
ecelime davetiye veriyorsun
güzel bir özlem vede sitemli sözler çıkmış degerli kaleminizden degerli şarim ama çok etlili büyük bir hazla okudum yüreginize saglık