ben şehirdeyken hatce köydeydi../ve o an
Ben hiç şehir görmedim
hep inek kokulu ahırların duvarlarında acaba nasıl bir yerdir diyerek hayal ettim şehri saçlarımı örerken köyden bir arkadaşım konuşurduk hep köy kadar büyük müdür sence şehir diye..? yanımızdan geçerken köyün delikanlıları fısır fısır gülüşürdük hatceyle sordukları zaman neden gülüyorsunuz diye Şehri düşünüyoz derdik hep ve o an.. bi cumaertesi sabahı babam sesleniverdi salonun gerisini kırptığımız mutfaktan ‘hazırlan emine şehre iniyoz’ o an dudaklarım şehir adını aldı ağzına yakın ve hisli… Kalbim öyle heyecanlıydı ki pır pır atıveriyordu misal ben şaşkınlığımı atar atmaz hatceye koşuverdim. dedim hatce ben şehre iniyorum unutma beni köylüm geri de gelecem biliyorum.. sarıldık can dostumla vedalaştık iki dakkaya ve o an aboo.. buralara ağaç ekmek gerek su serpmek çeşmeden taşıyıp da babama dedim ‘şeher bölemi oluyor baba’ babam dedi ki’bu daha ne kızım,ekmeğin bilem fırını var misal’ Şaştım kaldım babamın sözlerine derken yerleşiverdik gezdik gördük şeheri.. hatceyde özlüyom gari.. köyde bi yavuklum varidi onu da hani.. o bilmezdi sevdimi emme olsun ben seviyom onu gari ha burada şeherde o kara sevdaya piltonik mi pilatonikmi ney diyolar emme hala çözmüş değilim.. ve o an.. baya olduğu şehre ineli alıştım nalet sularına içilmez emme içiyoz yinede bi mektup yazdım hatceye bahsettim her şeyden hatce dedim alışamadım ben bu şehrin suyuna ekmeğine alışamadım havasına ,heç tezek kokusu yok burada ekmeği pişirirkene yanaklarımız al al olurduda öle beklerdik yavuklumuzu burada her şey hazır dedim hatceye hem bizim köyde herkezin bi yavuklusu olurdu burada birinin bir kaçtane var dedim öle yazdım hem benim çocuklumda sarı saçlı bebeklerim bilem olmadı burada insanların bile saçları hep sarı hatce dedim ve o an her mevsimi ayrı güzel köyümün ne işim var şeherde zaten mektubun cevabınıda hatceylen okuduk köyde… |
Şiirinizi hep bir yaşamışlığa bürümüşsünüz, yalınlığı utandırdı beni.çünkü içimde bir yerlere dokundunuz...
Yabancılaşma olgusunun boyutlanacağı bu yeni çağda, heba edilenin, yitenin çürümeye terk edilen cesetlerine baka baka, hayatı ve insanı ve insanın yenilişini sorgulayan ve sorgularkende bir çok insan portresi olan bu güzel şiire yapılabilecek bir yorumu ben bilmiyorum...İnsanın tüm çizgilerini ve şiir'de bunca derinliğin yakalanmasının yoğun emek gerektirdiği kanısındayım...
'''GİTMESEKDE , GÖRMESEKDE O KÖY BİZİM KÖYÜMÜZDÜR'' Hayır, eğer gitmezsek, görmezsek o köy yalnızlığın, çaresizliğin ve kimsesizliğindir!! ama asla ve asla bizim değildir...
''...buralara ağaç ekmek gerek
su serpmek çeşmeden taşıyıp da
babama dedim ‘şeher bölemi oluyor baba’
babam dedi ki’bu daha ne kızım,ekmeğin bilem fırını var misal’
Şaştım kaldım babamın sözlerine
derken yerleşiverdik
gezdik gördük şeheri..
hatceyde özlüyom gari..
köyde bi yavuklum varidi
onu da hani..
o bilmezdi sevdimi emme olsun ben seviyom onu gari
ha burada şeherde o kara sevdaya piltonik mi pilatonikmi ney diyolar emme
hala çözmüş değilim..''
Gerçekten güzel şiir kayıtsız kalınamaz ...
(SAYGILARIMLA)