HÜZNÜMÜN TARİFİ YOKgökyüzü kasvetli omuzlarım düşüyor kırılgan ve alınganım yitik düşlerimin boynu bükülüşlerindeyim gözlerimde bıraktım nüfus kâğıdının eskiliğini kayıyorum henüz siyaha dönüşmemiş hüzne doğru gerisini sorma tadamadım “buz sıcağı”nı tebessümlerinin gölgesinde giden Sen misin usulca benden yoksa birkaç vakit sende oyalanan ben mi? yitik mısralarımın nârında kaldı kederlerim bu değil,bu olmamalıydı kader bu değil ayrılık…. sonbaharın iki yağmur damlası düştü gözlerime şimdi sevgiyle dokunacak bir çift ele ihtiyacı var saçlarımın durmadan akıp giden zamanların bir kısmını hapsetmek istiyorum ruhumu özgür bırakmak için uygun bir yer seçeceğim tedirginim hüznümün tarifi yok bitişe vurarak kendimi ayrılacağım bu kentten …. “Benziyor ömrüm uzun bir rüyaya” Şarkının dediği gibi…. |