İMKANSIZ OLDUN
Sen hep imkansız oldun benim için,
Ben zoru severdim amma, Sen zorun da zoru oldun benim için. Büyülü gözlerinin hapsindeyim, Gittikçe kayboluyorum, Çıkmaya çalıştıkça,batıyorum derinliklerine... Tam ışığı görüp çıkacakken gözlerinden, Demir parmaklıklar misali, Yine indiriyorsun ok kirpiklerini, Çıkamıyorum uçsuz bucaksız gözlerinden... Sen hep zoru istedin benden, Bir gün siyah,öbür gün mavi gül istedin benden. Kırmızı,beyaz veya sarı gülleri görmedin. Çünkü sen hep yokuşlara sürdün beni... Biliyormusun sırf senin gönlün olsun diye ne yaptım? Kırmızı gül tomurcukken siyah gibi görünür, Onun resmini çekip sana gönderdim, Ama olmadı,sana yutturamadım... Sonra mavi gül istedin benden, Daha icad edilmediğini bildiğin halde, Çünkü sen beni hep zora soktun... Sadece senin mucizevi isteğini yerine getirmek, Senin gözüne girmek için ne yaptım onuda bilmiyorsun... Senin için şiir yazdığım kalemimden arta kalan, Mürekkebi ne yaptım bir bilsen.. Daha yeni canlanmış, Beyaz gülümün tomurcuğuna akıttım Sırf senin gönlün olsun diye, Sırf senin gönlüne girebilmek için... Evet olmuştu, Beyaz gülümün bir dalı mavi açmıştı... Çok sevinmiştim,dünyalar benim olmuştu. Ama olan beyaz gülüme olmuştu... Gün geçtikçe boynunu büktü,büktü, Sonra soldukça soldu,sonunda olan oldu... Ne mi oldu?O artık yok,o öldü biliyormusun... Sen hep zoru istedin benden, Ok gibi doğru olan ben, Etrafında pervane kesilmiştim... ’Gökteki yıldızı tut bana getir’ deseydin, Atlardım inanki gökyüzünün boşluğuna,onu sana getirmek için... Çünkü aklım da,yüreğim gibi tutsaktı, Büyülü gözlerinin hapsindeydi... Hala beni salmıyor gözlerin, Bazen sıcacık,bazen ilkbaharın serinliğinin verdiği huzur,ama bazen. Baharda yeşeren cennet bahçesi gözlerin, Bir bakmışsın,yüreğimi yakacak kadar alev alev,ateş topu gibi... Zaten sen hep zoru istedin benden. O büyülü gözlerin varya, Onların başka bir menzile baktığını hisettiğim an,çok zaman öldüm... Ve yine hayattayım... Sen varsın diye yaşamak için... Ama gözlerinin hapsinden çıkamıyorum, Tam çıkacakken,yine kapatıyorsun kapılarımı. Bırak gideyim ne olursun... Zaten başka menzile bakan gözlerde olamam ki. İstersen kulun kölen olayım, Ver benim özgürlüğümü. Sana uzaktan bakayım... Bu yeter bana... |