6
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
2315
Okunma

Şehre yüz sürüyorum
kavak yelleri
yeminlerim
incinmişliğim
bitmiş bir şarkının son sözüyüm
-devrik cümleler kuruyorum
sözcüklerim yalın
anlıyor musun?-
bir film karesine sıkışmış
yaşamdan süzülen
bir rolün en başında
başrolde görünen
-ama hiç bir oyunda oynamamış
kostümünü bulamamış
oyuncağı alınmış
çocuklar gibiyim
anlıyor musun?-
küskün bir menekşeye yüz sürüyorum
denizlerden martıları kovuyorum
vapur çığlıklarına sığınıyor sesim
-avaz avaz yırtınıyorum
sen duy diye
duyuyor musun?-
dağlarda geziniyorum
yaylalarda pınar başlarında
aşk arıyorum
maralım
bir avcı namlusunda yüreğim
-tetiğe basacak şimdi
can vereceğim
ölümü özlüyorum böylesine
ölümü...
anlıyor musun-
bir lokma bir hırka sevdalar giyinmiş çıplak bedenler,
içinde emanet sevdalarla yürüyor
yalın ayaklıyım ben
duldasız
-siper etsem kendimi nehirlere
bir dolu sevda taşacak göğsümden
seller koparacağım
anlıyor musun?-
-kehanetler dilinde bir adamın
’yarın yok’ deyişinden endişem
yarınların yaralı yüzüne sürünüyorum
yüzsüzlüklerini haykırarak
anlıyor musun?-
ağır bir müziğin
taksiminden sızıyor iki damla yaş
gözlerim şahit gözlerinin rengine
uçurtmaların kuyruğuna tutunuyorum
yükseklere çıkıyorum
seyr-i âlem zevkinde gözlerim
-yeşili,
elayı,
moru biliyorum
eflâtun sevgileri kokluyorum
yüzüne yüzüm sürüyorum
anlıyor musun?-
5.0
100% (5)