Bilmem ki ne yapsam, nasıl anlatsam!Gün geçmiyor ki es geçeyim, düşenmeden edeyim Nereye gitsem, hangi nefesi dinlesem, mehtabı hicranımla seyredip içlensem Ne yapatığımı, neden firaka kandığımı, hasretin abadında solduğumu derleyip arz etsem Ahuzarını dinlesem, bin hüzünle elemle yüzleşsem, gülü lahzana erişsem ve nefeslensem Ne matemli bir geceydi, hiç dinlemedi vegitti Ne yapsam, çareleri bir bir sıralayıp yoluna koysam, kalbimin bizarlığını bir anlatsam Zandan kurtarıp, kalbini inşiraha gark olması için vesileleri arasam, gönlümü elan açsam Yaşadığım ne varsa, kalbi lekelerim ruhuma tevdi ettiğim cezaysa, aldanma gel halimi anla Diktiğin çiçekler bir bir soldu, umutlarımız ne oldu Sabah akşam anılar, şevk ve muhabbet için sine-i sürur sancılardı, niye soldu, şimdi ne oldu Tahammül bu kadar kıymıydı, hani saadet zinciri sabır ve kanaatle bereketlenen maslahattı Niye kurudu, zihnimiz mi su aldı, zanlar bir bir parçalara ayırdı şimdi söyle geriye ne kaldı Hani bir hukukumuz vardı, iştişare niye uzaklaştı Bu kadar hırs ve hınç kimi nasıl felaha ulaştırdı, akıl denen bir nimet vardı, irade kardı Duygusallık elbette ki bir yere kadardı tasnif ve tercihler neye göre manidar olan bir icraattı Sevgi bu manada hali feda ettiren ve bir karşılık beklemeden hasredilen en erdemli futuhattı Artık çok geçte olsa anladım, yadererek hüzünle andım Elimden ne geliyorsa, biran şaşkınlık yaşamadan ve nedamete yaslanmadan sustum kaldım Ne diliyorsan, hangi umudu besliyorsan, mananın cehdiyle sızlıyorsan, sessizce amin derim Dareyn saadeti dilerim, edebi manada ferahlamanı isterim ve su misali aşka kan derim Sessiz ve sakin köşeme çekilerek, yaprağın halini nefeslenirim Dalsız budaksız ve salkım saçaksız, hevesin hazanında sinem yarsız der, kederlenirim Kimseye söz etmeden, nefesi kelama serdederek, edebin içinde kavilleşerek sessizce içlenirim Neyleyim, bahtım bu derim, boyun eğer, sabırla hem hal olmak çok muteberli değer derim Mustafa CİLASUN |