SILA YOLU
Cuma günü iş çıkışı kontak çevirdik.
İçim içime sığmaz, coştuk yine bu yaz. Nice dağlar, nice tepeler devirdik. İki günde yedi düvel aştık yine bu yaz. Bulgar artık Avrupa bayrağı takıyor. Lakin yol vinyetini karaborsada satıyor. Yolları hem kendini hem de bizi yakıyor. Sofya’da çukurlara düştük yine bu yaz. Bayrak takmış ama nerde Avrupa tüzüğü. Yol düzelir de düzelmez adamın bozuğu. Görünce Macar mazotundaki kazığı. Küçük dilimizi yuttuk, şaştık yine bu yaz. Üç saat Belçika’yla Türkiye’nin arası. Üç saati iki gün yaptı fahiş uçak parası. Yollara sığmaz oldu Türklerin arabası. Gümrüklerde doltuk taştık yine bu yaz Hırvat polisi yüz istedi biz on verdik diye Almanya’da iki yüz kırk sürati vurduk diye Yirmi dört saatte Türkiye’ye vardık diye Masum yalanlarla şiştik yine bu yaz Gümrüklerde işler yürüyor gayet ağır. İster korna çal, istersen bağır çağır. Polisin umurunda değil, memur olmuş sağır. Sıcaktan kuyruklarda piştik yine bu yaz. HAKİKİ KABAKÇI [email protected] |