Karya
böyle yalnız,böyle göçmen
böyle kahır viraneler kıyamettir bu Karya.... bak ateşini söndürmemiş Labraynda yılan balıkları suskun eli eteğinden çekmiş kahinler taş sunaklarda sırrı dökülmüş testiler taş sunaklarda tuzuna bandığım ekmek yaz şarabında can kırıklıkları günlük meyvelere doygun saç örgülü sepet zamanı dokuyor pes seslerinde arya bin yıl daha sürmez ki bu hikaye o şarkı hep yanlış söyleniyor Karya saçmanın kıyısına vurmuş sıçrayan zaman acıklı bir güldürü iç göçümde düzayak karabasan bir ölü doğa haziran yalnızlığında siyah beyaz düşünce bir düşün ucunu kıvırdım Karya ebemkuşağı peşinde bir eskiyi bağışladım kutsal tütsülerin titreyişinde bize bugün sevmek Karya.. bu gönül çorağa yeşil verir dişiyle,tırnağıyla sen kokuşlu tövbeye gel Karya yayla çiçeği gibi gel yaban kekiği gibi tarçınlı,zencefilli,karanfilli rızkım olsun kırıntıların dağ suların dökülsün hayrolsun.. yüzün,sesin aksın yokuş yukarı yelin,selin gelsin yunup yıkansın denizlerim sen dağları seçmişsin ya! bana denizler düşmüş varsın olsun gel yine de canın sağolsun erdin derim ya! geldin derim ya! hamdolsun,şükrolsun Demir Mutlugil *Karya(Muğla ilinde yerleşik eski bir uygarlık) *Labraynda(Karyanın kutsal merkezi) |
sırrı dökülmüş testiler
taş sunaklarda tuzuna bandığım ekmek
yaz şarabında can kırıklıkları
günlük meyvelere doygun saç örgülü sepet
zamanı dokuyor pes seslerinde arya
bin yıl daha sürmez ki bu hikaye
o şarkı hep yanlış söyleniyor Karya "
bir de Akdeniz rüzgarına daldık burada...gittim geldim doğduğum adaya..anforaları gördüm testileri bazarları çığlık çığlığa şarap satan Lüzinyan tacirleri..