Sis
gözlerimde yağmur
saçlarıma karışmış bilmem kaçıncı sigara dumanı günün dışında davetsiz yeni bir buhran başımdan ayrılmıyor onikiyi geçmiş zaman sevemediğim ruhsuz gardiyan ayın matemini gösteren dar sıkıntılı halsiz pencere soğuk parmaklıktan battaniye örtmüş üstüne hoyrat bir güvercin konuverdi parmaklığın asık suratına aldırmadan tenezzülsüzlük bayatlığında bir kaç parça ekmek verdim kanatlarını ödünç istedim istedim üşümek özgür rüzgarda belki kavuşurum ayın aydınlığına kuşlara dedim beni sana götürsün dikenlerini kıskançlığından batıracak en kırmızı gülü getireyim saçlarına boyanmış gecemi gözlerinin ışıltısı parlatsın yıldızların yerine zülfün kirpiklerine değsin batan günün kızılı tebessümün hayranı dudaklarından en nazlı çiçeğe hayat veren baharı getiren sözcükler dökülsün güneşi tutacakken davetsiz sis çöküverdi ne bir ışık ne bir ses kalan gözlerimde kaybeden korkusu zaman sen ben hepsi yalan parmaklıkları izinsiz delen umutsuz güneş uyandırdı sabah günüme tek ortak yüreğime kadar saran hazin duvar yanlız penceremde ölü güvercin |
davetsiz sis çöküverdi
ne bir ışık ne bir ses kalan
gözlerimde kaybeden korkusu
zaman sen ben hepsi yalan
Tebrikler güzel bir anlatım
kutlarım şairini saygı ve selamlar.