İRMA'YA MEKTUPLAR
başucumda
alıkoydum dost hayalleri ölüler aleminden çekip aldığım hayallerimin biri sensin, İrma… ben bildiğin gibiyim -anlayacağın- hesapsız, kitapsız sürdürmekteyim yaşam denilen muammayı bıraktım kendimi belirsizliğe _dünya gibi_ bir boşluktayım sen şu köşede ağlayabilirsin “Ne olacak insanlığın hali?” dediğimde farkındasın değişimin sancılıyız devrimsel sarsıntılarla “Tektonik Çağ” diyorlar adına ki bu çağ püskürecek beni püskürecek kusacak hayallerimi ve yaşadığım ne varsa. sarstık eksenini kanlı ellerle okşayarak midesini bulandırdık alemin kendime yönelik korkularım da karışıyor aklıma ah… bu aşk arsızı hayaletler peşimde _sevgiyle düzülmüş_ güya hayatlar biriktiriyor belleğim her şey kabusa dönüşüyor teslim beyazı çekiyorum hayata kabullenmiyor tasallutundayım geçmişin önden saldırıyor anılar… dişlerini gösteren ölüme koşar adım uyurken yönsüz darbeler alıyorum İçimde bir yer acıyor… ne olacak benim bu hallerim (sen ağlamaya devam et İrma.) korkularım olana değil olacaklara dair. zaman yani… dürülüp büküldüğünde bir şark halısı zarafetiyle ipeksi yumuşaklıkta olmayacak düşüşüm ayaklarının dibine… Tanrım! birileri geleceğime dair bir şeyler tasarlamış “Lütfen, beni tekrar var etme!” simsiyah, iri gözbebekleri ceylan gözlü bir huri olmak istemiyorum! yarım beyinli birilerinin tasarımındaki cennette yer almak için ( Ki duysa Manukyan, dudakları uçuklardı hasetten) beni var etme! iyisi mi sen bana bırak cennetimi. ben uydururum kendime bir şeyler… şimdi sen şu köşede ağla, İrma ben başka bir konu bulayım _ağlamaya değer_ içinde insan olmasın sedef kandemir- 2007 |
kutlarım...
saygılarımla...