DÖKÜM İŞLERİŞiirin hikayesini görmek için tıklayın Bilenler ve o devri yaşayanlar hatırlayacaktır ki 1987 yılının 6 Eylül’ünde Zincirbozan mağduru, mahzunu ve mahpusluları olarak siyasi yasakları bulunan parti liderleri Süleyman Demirel, Alpaslan Türkeş, Bülent Ecevit ve Necmettin Erbakan’ın yasaklarının kaldırılması için milletin önüne bir referandum getirilmişti.
Tıpkı bugün olduğu gibi bir garib tesadüfle o günlerde de Referandum ayı olarak Eylül seçilmişti. Yani; darbenin tarihi olan 12 Eylül’ün 6 Eylül’ü.. ANAP lideri olarak iktidardaki Turgut Özal’ın siyasi yasaklara Hayır dediği tarihlerde Demirel, Türkeş, Ecevit ve Erbakan Evet’çi idiler. Rahmetli Turgut Özal’a yine bu tarihlerde Etimesgut’un ilçe yapılıp yapılmayacağını sormuş ve; ‘Eğer Etimesgut’lular sandıkta Hayır oyu kullanırlarsa ilçe yaparız’ cevabını almıştım. O günlerde Etimesgut’un ilçeliği bile referandum menfaati için kullanılmaya kalkışılmıştı.. Neticede halk bu referandumda ezici çoğunlukla Evet demiş ve siyasi yasaklar da kaldırılmıştı. Şimdi gene aynı noktadayız.. Aynı biçimde bir Evet-Hayır yarışı var. Ki mevcut liderlerin Türkiye turları bende o günlerin geri geldiği kanaatı oluşturdu. Hayırlısı ne ise o olur diyelim ve şiire dönelim; Bu şiiri, o tarihlerde Abdurrahim Karakoç ağabeyimin Genel Yayın Yönetmeni olduğu Yeni Ufuk Gazetesi’ne yayınlanmak üzere göndermiştim. Gazetede neşredildiğinde ise en alt bölümde bulunan Sonuç kısmını Karakoç ağabeyimin şiire eklediğini gördüm.. Ki bu şiir hiciv tarzı yanında manevi bir hatırayı da kendinde taşıyor. Ve de bizim için bir çıraklık emaresidir.. Evet-Hayır Başlangıç ‘Mavi senin, turuncu benimdir’ diye diye Gene araya nifak tohumu ekmekteyiz Dinmişken durulmuşken, ötelerden beriye Husumeti, kavgayı, nizayı çekmekteyiz Akılır çırpınırsa başlarda deli deli Yıkılacak demektir müreffehlik emeli Koz belli, oyun belli, yol belli, gaye belli Hayır-Evet’lerle artık bizim işimiz Dost Kıyım Dağdaki Çoban Ali sordu meslekdaşına -Ben Evet’çiyim, ya sen? -Ihh.. ben de Hayır’cıyım Yollar o gün ayrıldı; Ali kendi başına Veli kendi başına kaldı ki bu; dost kıyım Evet Doğru Bir Tercih Haber geldi ki Muhtar; “Şu yukarı mahalle Hayır’cıymış.. Şu hâle bak, şu hâle, şu hâle” Diye seferber etti, bütün imkânlarını Evet doğru bir tercih, mukaddes bu gale Bahis Mevzuu İlçemizin esnafı Tüpçü Fahri bilirdi Çayırlar’ın Orhan’ı ile bir bahse girdi Belki on bin kaybetti, belki on bin devşirdi ‘Evet-Hayır’ bir bahis mevzuu mu olmalı Marifet de Bir Servet Büyük şehirlerdeki geniş meydanlar dolu “6 Eylül” yanlışın değil doğrunun yolu Zaruret marifette, ağa servette amma Tercihte belli olmaz, milletin sağı-solu Vicdan Çilesi Bitmez Bu perde oyun değil, gerçek perdesi dostlar Bu ses heybetin değil, arzunun sesi dostlar Elleriniz vicdanda haklılarla bir olsun Yoksa bitmez hatanın vicdan çilesi dostlar Ve Üstad Abdurrahim Karakoç’tan Sonuç Alırsınız karpuzu, olgun da çıkar kelek de Tohum kaldığı gibi, tane de kalır elekte Ülkemiz dünyamızın küçük bir parçasıdır Unutmamak gerekir, Şeytan da bol Melek de.. Yeni Ufuk: 01 Eylül 1987 |