pijamalı şiir
kalmadı gözlerimde senden tek damla eser
pek de hoş benzerlerin etkilemiyor beni gülmekten kırıldığımız serender de bile gazetemi okuyarak çaylar içebiliyorum artık ben seni düşünmeden gülebiliyor seni düşünmeden hüzünlenebiliyorum giydiğin pijamalarımı giyebiliyor kördüğüm olmadan yatağımda ellerimi kollarımı açarak seni düşünmeden uyuyabiliyorum seneler sürdü seni sevdiğimi unutmayı öğrenmek ve öğretmek sağıma soluma acılarım sıkıştı köşelerine yeni yeni duruldular getirme sakın güzelliğini kaçak gülüşünü hiç bak gücü yok acıların boğulacak unutma! unutmak dahi seni seni benden uzaklaştıramadı yeter ki basıp canıma çıkma yeter ki, gelme kendimden… ali ulubay |
seni sevdiğimi
unutmayı öğrenmek
ve öğretmek
sağıma soluma
Sevdiğini unutmak, hele ki ölüme verilmiş ise sevgili, seneler sürer elbet. Hazırlıksızca ve çaresizce gelmiştir ayrılık. Dönüşü, af dileyişi, barışması yoktur. Sadece ve sadece yaşayan bilir, kabullenmenin ne zor olduğunu, bu acı durumu.
En kötüsü de bu iç mücadele sonucu hayata yeniden tutunurken, yeni bir hayata hazırlanırken sağa sola anlatmaktır. Çevreye ispatlamak, onun acısı ile kavrulmadığını, artık yüzünü yaşama döndüğünü çevreye ispatlamak zorundasındır. Çevreyi ikna edersen , kendini de kandırabilirsin çünkü unuttuğun yalanına.
Hele bir de tekrar sevme suçunu işlersen, sürekli hatırlatılır sana ölen masum sevgili. Kıskanılacak boyuttan, çoktan geçmiştir ilahi bir boyuta. Fakat hayır, yeni gelen kıskanır inatla, sorgular ve karşılaştırır kendini. Aslında fiziksel olarak rekabet edemeyecek biri ile rekabet başlar ve iş komik bir hal almaya başladığında vazgeçersin sevmekten belki de önce kendini.
Sevmek zor sanattır, içinde acı da vardır emek de, kıskançlık da. Fakat sanatta bile bir ölçü, bir mantık vardır. Kıskanmanın bile bir terbiyesi olmalıdır bana göre. En azından yaşamayan insanlar, sadece ve sadece saygı ile anılmalıdır
unutma!
unutmak dahi seni
seni benden uzaklaştıramadı
Unutmaz ki insan, sadece unutmuş gibi davranmaya zorlanır. Hele ki sürekli sorgulanıyorsa kişi sırf sevdiği için göçüp gitmiş birini daha çok sarılır onun hayaline. Oysa ki yeni soluk, nefes aldırsa geldiği acı dolu gönüle, ilaç gibi gelecektir ayakta kalmaya çalışan yüreğe
Herkes kendi olarak var olmaya çalışsa ve kimsenin yerini almaya çalışmasa anılarda kalacak zamanla geçmişte yaşananlar. Özgüven şart sanırım, güçlü esen bir sevda için.
Şiirde yaşanan, gerçekten de çok zor bir durum. Yaşayan iki kişi de sabırlı ve anlayışlı olmak zorunda sevginin devamı için.
Yaşarken hep bir umut vardır, yaşamayanla gündem yaratmak yerine umudu yakalamak lazım halen yaşıyorken. Bir gün biri göçtüğünde çok geç olur çünkü.
Konu, beni yüreğimden vurdu. Şiirin kahramnalarına, birbirlerine sunacakları kucak dolusu sevgi diliyorum. Şairi de hayretle kutluyorum. İnsan yaşamadan ancak bu kadar güzel anlatabilir, yaşamla ölüm arasında kalan bir adamın sevgi ile dans edişini. Selam ve saygılarımla