TÛBÂ VE KADER...
’Geçmiş zaman olur ki Hayâlî cihân değer...’
Erken koyulmuş ismini, ben koymuşum meğer... Çok ağladım unutmak için, affet olmadı... Hiç kimse bilmiyordu ki bahtsız güzel kader... Hiç görmedim demişti güneş böyle bir güzel... Bilmem nedir bu hâli, kader içkiden beter... Ay vakti anladım ki kader gözlerin imiş... Elmas yeşilli lâleye herkes mi derbeder? Bir fırtınaydı sanki esen şâir ufkuma, Rüzgâr üşütse omzumu, sen ellerinle ger... Bilmen gerek; kadersiz olan aynasız yaşar, Her ayna bir tebessüme vermiş mi bir haber? Bilmem senin o gönlüne kaç kerre girmişim, Efsunlanan gözümde, ipek saçların eser... Tûbâ, bu son oyun; açılan perde kirpiğin... Artık ne yolcu kaldı ne kervan, bu son sefer... Vezni: mefûlü fâilâtü mefâîlü fâilün |
Tebrıkler cok guzel bır sıır...SAYGILARIMLA...